Yayınlanan araştırma sonuçları İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 4– 6 Mart tarihlerinde Türkiye çapında 12 ilde 1504 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonucudur.
Türkiye’de cinsiyete ayrımcılığı eğitim, yaş, yaşanılan yer fark etmeksizin tüm kesimleri ilgilendiren önemli bir toplumsal sorun olarak öne çıkarken, kadına atfedilen toplumsal roller onların eğitimleri, istihdamları, sosyal güvenceleri önünde engeller oluşturmaya devam ediyor.
Türkiye Raporu olarak, Mart ayı birinci araştırmamıza toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık kapsamında iki soru dahil ederek hem katılımcılarımızın ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumlulukların tümünü kadına yükleyen geleneksel iş bölümü hem de hak eşitliği kavramının pratikteki karşılığı konusunda düşüncelerini merak ettik ve sizler için araştırdık.
Genel sonuçlara bakıldığında katılımcıların %71 oranındaki büyük çoğunluğunun “Kadın ve erkek ev işlerini eşit şekilde bölüşmelidir” seçeneğini uygun cevap olarak tercih etti. “Kadın ve erkekten hangisi çalışmıyorsa ev işleri ve çocuk bakımından o sorumlu olmalıdır” seçeneği %12 oranında katılımcı tarafından beyan edilirken “Kadın çalışsa da ev işleri ve çocuk bakımı konusunda daha fazla sorumluluk almalıdır” seçeneğinde ise bu oranın %9 olduğu saptandı. En az oranda tercih edilen seçenek ise %8’lik bir oran ile “Erkek kadına göre ev işleri ve çocuk bakımı konusunda daha fazla sorumluluk almalıdır” oldu.
Katılımcıların neredeyse yarısı(%47) kadınların erkekler ile eşit boşanma hakkı ve ücret hakkına sahip olmadığını dile getirdi. Bu iki alan eşitsizlik nezdinde öne çıktı. Katılımcıların %43’ü ise kadınların istediği kişiyle evlenme hakkına erkek ile eşit seviyede sahip olmadığını beyan etti. Katılımcıların %67’si ise eğitim hakkında kadın ve erkek arasında eşitliğin olduğunu söyledi. Bu doğrultuda eğitim hakkı, toplum nezdinde cinsiyet eşitsizliğinin en az oranda yaşandığı alan oldu.