Share on facebook
Share on twitter
Share on email
Share on whatsapp

Enerji Zamlarının En Büyük Nedeni Ne?

Yayınlanan araştırma sonuçları İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 3-7 Şubat 2022 tarihlerinde Türkiye çapında 12 ilde 1500 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonucudur.

Şubat ayı araştırmamızda katılımcılara enerji zamlarındaki artışın en önemli sebebinin ne olduğunu sorduk. Döviz kurlarındaki yükseliş mi, dünya piyasalarındaki fiyat artışı mı yoksa Türkiye’nin enerji politikası mı?

Enerji zamlarından toplumun %48’i Türkiye’nin enerji politikasını, %26’sı döviz kurlarındaki yükselişi, %25’i ise dünya piyasalarında pandemi sonrası yaşanan fiyat artışını sorumlu tuttu. Döviz kurlarındaki yükselişin de Türkiye’nin para politikasının bir sonucu olduğunu göz önüne aldığımızda, katılımcıların %76’sının zamları hükümetin politikaları ile ilişkili gördüğünü söyleyebiliriz. Enerji fiyatlarındaki artışın tek bir sebebi olmadığı ve sayılan tüm faktörlerin elektrik, doğalgaz ve akaryakıttaki fiyat artışlarında etkili olduğunun altını çizmek gerek. Fakat enerji zamlarından ötürü ulaşım tercihlerini ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmek durumunda kalan yurttaşın bu konuyla ilgili kimleri sorumlu tuttuğunu öğrenmek toplumun ekonomik meseleleri hangi siyasi düzlemde değerlendirdiğini anlamak açısından önem teşkil ediyor. 

Enerji fiyatlarındaki zam toplumun bütün kesimlerini etkiliyor. Sanayi ve elektrik üreticilerine uygulanan doğalgaz fiyatı 2021 yılı boyunca halihazırda 4-5 kat artmıştı. Meskenlere yapılan zam maliyet artışını tam olarak yansıtmadığından meskenlerin doğalgaz tüketimi sübvanse edilmeye devam ediliyor.

Zamları ithal doğalgaz, kömür ve petrol fiyatlarındaki artışa bağlamak Türkiye’nin enerji politikasının zamlarda rolü olmadığı anlamına gelmiyor. Elektrik üretiminde doğalgaz ve kömürün ağırlığı Türkiye’nin yıllardır izlediği enerji politikasının bir sonucu. TEİAŞ verilerine göre 2021 yılında üretilen 331 milyar kWh elektriğin %33’ü doğalgaz çevrim santrallarından, %18’i ithal kömür santrallarından, %13’ü ise linyit santrallarından sağlandı. Hidroelektrik santralların elektrik üretimindeki payı ise kuraklık nedeniyle 2020’de %25’ten 2021’de %17’ye düştü. 

Maliyetteki artış, Türkiye’nin enerji ile ilgili taşıdığı risklerin sadece bir boyutunu oluşturuyor. Türkiye’nin arz güvenliği ile ilgili riskleri de yönetmesi gerekiyor. Bu yıl Ocak ayında İran’ın doğalgaz akışını kesmesiyle birlikte önce sanayiye ve elektrik santrallarına verilen doğalgaz kesilmiş, 24 Ocak haftasında Organize Sanayi Bölgeleri’nde 72 saatlik elektrik kesintisi uygulanmıştı. Uzmanlar Türkiye’nin artan talebe rağmen doğalgaz altyapısına yeterli yatırımı yapmadığını, İran ve diğer kaynak ülkelerin yapabileceği muhtemel kesintilere karşı gerekli önlemleri almadığını, doğalgaz depolama kapasitesinin arz güvenliğini sağlamaya yeterli olmadığını belirtiyor. 

Tüm bunlar göz önüne alındığında toplumun enerji zamlarına bakışını nasıl yorumlanabilir? Seçmen gruplarını incelediğimizde iktidar seçmeninin enerji fiyatlarındaki artışı ağırlıklı olarak uluslararası ekonomik krize bağlıyor. Buna karşın muhalefet cephesi, enerji zamlarından Türkiye’nin enerji politikasını sorumlu tutuyor. 

Katılımcılara aynı ankette sorduğumuz “Bu Pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu üzerinden oluşan seçmen gruplarının cevaplarına baktığımızda, günümüzde AK Parti’ye oy vermeyi düşünenlerin %27’sinin enerji zamlarından Türkiye’nin enerji politikasını sorumlu tuttuklarını görüyoruz. 2018 seçimlerinde AK Parti’ye oy verenlerin ise %35’i zamların temel sebebini hükümetin enerji politikasına bağlıyor. Bu açıdan önceki seçimlerde AK Parti’ye oy verenlerin enerji politikası konusunda hükümeti eleştiren bir tutum izlemeye başladıklarını söylemek mümkün. Sonuçlar ayrıca, MHP seçmeninin enerji zamlarının sebebi konusunda hemfikir olmadığını ve üç seçeceğe de eşit mesafede olduğunu ortaya koyuyor. 

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan süreç küresel anlamda enerji politikalarıyla ilgili kritik bir döneme girildiğinin sinyallerini veriyor. Uluslararası hukuka aykırı şekilde gerçekleşen savaşla birlikte Batı ülkeleri Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulamış ve doğalgaz konusunda yeni ticari iş birlikleri arayışına girmişti. Türkiye’nin halihazırda kırılgan olan enerji politikasının gittikçe yoğunlaşan bu yeni krizle birlikte nasıl yeniden şekilleneceği ise merak konusu. 

 

Ayrıcalıklı Abonelik

Türkiye Raporu’na Abone olarak her ay Türkiye çapında 1500 kişi ile yapılan anket çalışmalarının sonuçlarına ulaşabilirsiniz. Tüm sonuçlar parti, yaş, çalışma ve eğitim kırılımlarıyla beraber raporda yer alır. Aşağıdaki farklı paketleri inceleyerek seçtiğinizi satın alın.

İlgili Gönderiler

ABONELİK PAKETLERİMİZİ İNCELEDİNİZ Mİ?

Size uygun paketi seçin, detaylı anket raporları düzenli olarak e-postanıza gelsin.

İNCELE

Önerilenler

Türkiye Raporu mobil uygulamasına abone ol, her ay Türkiye çapında 2000 kişiyle yapılan anket çalışmalarının detaylı sonuçları ayda iki kez cebine gelsin.

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formu doldurun

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için aşağıda kullanıcı adınızı ya da email adresinizi girin.