24 Yıllık Döngü: İmamoğlu Davasına Toplumun Bakışı

Yayınlanan araştırma sonuçları İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 15 Aralık 2022 tarihinde Türkiye çapında 26 ilde 1500 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonucudur.

ARAŞTIRMANIN DETAYLARINA, SEÇMEN VE YAŞ GRUPLARINA GÖRE KIRILIMLARINA BAKABİLMEK İÇİN ABONELİK SAYFASINDAN ABONE OLABİLİRSİNİZ.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “YSK üyelerine hakaret” suçlamasıyla açılan davanın sonucu Türk siyasetinde yeni bir çatışma yarattı. Davanın kökeni, İmamoğlu’nun 30 Ekim 2019’da Fransa’nın Strasbourg kentinde yaptığı konuşmaya dayanıyor. İBB başkanı konuşmasında “iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” savunmuş, bundan birkaç gün sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuyla ilgili “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek.” cümlelerini kullanmıştı. Aynı gün gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun sözlerinin hatırlatılması üzerine İmamoğlu “Tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerinde bulunmuştu. Bu açıklamanın ardından YSK’nın suç duyurusunda bulunmasıyla dava süreci başlamıştı. Sonuç olarak, 14 Aralık akşamı görülen duruşmada Ekrem İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildi. Biz de Türkiye Raporu olarak İmamoğlu Davasına toplumun bakışını sorduk.

Sonuçlara baktığımız zaman, %64’lük çoğunluk İmamoğlu davasında verilen kararın adil olmadığını düşünüyor. Sadece %14’lük kesim kararın adil olduğunu belirtiyor. %22’lik kesimin ise konuyla ilgili fikri yok.

%62 ile çoğunluk İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasını ve hakkında çıkan siyasi yasak kararının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu düşünüyor. Kararı hukuki olarak değerlendirenlerin oranı %17.

Katılımcılara “Siz bu davaya bakan hakim olsaydınız hangi yönde karar verirdiniz?” diye sorduğumuz zaman, katılımcıların %62 ile büyük bir çoğunluğu “Beraat kararı verirdim.” diyor. %14 verilen kararı desteklerken her 4 katılımcıdan 1’i ise konuyla ilgili fikir sahibi değil.