Son zamanların en sık tartışılan konularından biri şüphesiz ki Kanal İstanbul Projesi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “hayalim”, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ise “cinayet” dediği projenin toplum için ne ifade ettiğini Aralık 2019’da gerçekleştirdiğimiz anketimizle sizler için araştırdık. Karşılaştığımız sonuçlardan en dikkat çekici olanı ise katılımcıların %48,5’inin “Kanal İstanbul Projesi hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?” sorusuna “Hiç bilgim yok” yanıtını vermesi oldu.
Kanal İstanbul Projesine ilişkin dört farklı ifadenin sunulduğu ve katılımcılarda bu ifadelere katılıp katılmadıkları sorulan araştırmada “Projeye ihtiyaç var, ancak mevcut ekonomik durumunda böyle bir harcama yapılmamalı” ifadesine katılanların oranı %42,3 iken “Projenin Türkiye için yeni ekonomik gelir kaynakları yaratacağını düşünüyorum” ifadesine katılanların oranı %35,7 seviyesinde kaldı. Özetlemek gerekirse, projenin vaat ettiği ekonomik canlanmadan ziyade Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturabileceği yükümlülükler toplumda daha fazla karşılık buluyor.
Projenin çevre üzerindeki etkisi konusunda ise toplumun neredeyse yarı yarıya bölündüğünü görüyoruz. Katılımcıların %42,7’sinin “Projenin çevre için zararlı olduğunu düşünüyorum” ifadesine katılırken %40,1 “katılmıyorum” yanıtını verdi. Araştırmada en yüksek çevre hassasiyetinin 45-54 yaş grubunda bulunduğu görüldü.Kanal İstanbul Projesi tartışmalarıyla beraber gündeme gelen Montrö Boğazlar Sözleşmesi ise toplumun nispeten daha az ayrıştığı bir konu olarak öne çıkıyor. “Montrö anlaşmasını süresi dolduğu için, projeye mutlaka ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” ifadesine %27,8 “katılıyorum”, %53,5 ise “katılmıyorum” yanıtını verdi. Kanal İstanbul Projesi’nin gerekliliğini öne sürenler arasında sıkça dile getirilen bu argümanın %40,1 ile en fazla AK Parti seçmeninde karşılık buluyor. Bu oranı %31,0 ile açık ara farkla MHP seçmeni takip ediyor.






