Eski Komşular, Yeni Krizler: Ege’de Türk-Yunan Gerilimi

Yayınlanan araştırma sonuçları İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 1-4 Temmuz 2022 tarihlerinde Türkiye çapında 12 ilde 1500 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonucudur.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlik sorunlar çözülmediği sürece her zaman gündemde kalacağa benziyor. Bu gerginliğin kökeninin Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kıbrıs Sorunu ve Ege Denizi’ndeki 12 mil/Adalar sorununda yattığını söylemek yerinde olacaktır. Geçtiğimiz ayki gerginliğin sebebi olan Ege Denizi Sorunu ise Lozan Antlaşması’na rağmen çözülememiş bir diğer sorun. Lozan Antlaşması’na göre Türkiye ile Yunanistan arasındaki karasuları 3 mil olmalı ancak Yunanistan 1936 yılında bu sınırı tek taraflı olarak 6 mile çıkardı. Türkiye’nin bu hamleyi kabul etmesiyle Atina, karasuları sınırının 12 mil olduğunu iddia etmeye başladı. 

Bunların yanında, Türkiye, Doğu Ege’de bulunan 12 Adanın Yunanistan sınırlarına dahil edilmesini kabul etse de iki ülke adaların silahlandırılmaması konusunda mutabakata varmıştı. Buna karşın, Yunanistan adaları silahlandırmak konusunda ısrarcı oldu. Sonuç itibariyle, Yunanistan adaları silahlandırarak hem Lozan Antlaşması’nı hem de Paris Antlaşması’nı ihlal etmekte. Biz de Türkiye Raporu olarak son haftalarda yeniden gündeme gelen yaşanan gerilimin ışığında topluma Türk-Yunan gerginliği konusunda hangi politikanın izlenmesi gerektiğini sorduk.

Katılımcılara Yunanistan ile olan gerginlik konusunda hangi politikanın izlenmesi gerektiğini sorduğumuzda %67 ile çoğunluk “diplomatik ve uzlaşmacı bir yol” izlenmelidir cevabını verdi. “Askeri operasyon gerçekleştirilmelidir” cevabını verenlerin oranı ise %20 oldu.

Cinsiyetlere göre incelediğimiz zaman, erkek katılımcılarda askeri operasyon gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı kadınlara göre 16 puan daha yüksek. Erkeklerde bu oran %27 iken kadınlarda %11’de kalıyor.

Yaş gruplarına göre incelediğimiz zaman, yaş arttıkça “Diplomatik ve uzlaşmacı bir yol izlenmelidir” cevabını veren katılımcıların oranının arttığını gözlemliyoruz. Askeri operasyon gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünenlerin en yüksek seviyede olduğu yaş grubu ise %25 ile 18-24 yaş grubu.