Share on facebook
Share on twitter
Share on email
Share on whatsapp

Batı Demokrasisi Geriye Mi Gidiyor?

Mustafa Mert Varlı

Son bir ay içerisinde Avrupa’da Macaristan ve Fransa seçimlerine tanıklık ettik. Macaristan lideri Victor Orban 2010 yılından beri ülkesinin başbakanı ve 3 Nisan 2022’de gerçekleştirilen seçimlerle birlikte 4 yıl daha bu görevi devam ettirecek. Fransa’ya baktığımızda ise 10 Nisan 2022’deki seçimlerin sonucunda hiçbir lider %50 barajını geçemediği için seçim 2. Tura kaldı. Bu turda Emmanuel Macron ve Marine Le Pen yarışacak. Peki bu liderlerin ortak özellikleri nedir?  Orban’ın ve Le Pen’in en büyük ortak özellikleri “popülist” söyleme sahip aşırı sağ liderler olmaları. Popülizm, Oxford sözlüğünde sıradan insanların görüş ve isteklerini temsil ettiğini iddia eden bir siyaset tarzı olarak tanımlanıyor. Popülist siyasetçilerin ortak iddiası kendilerinin halktan yana oldukları; elitlerin, medyanın, kurumların halk düşmanı olduğudur. Halkın yaşadığı zorlukları küreselleşmeye bağlayarak küresel krizlere ve göçlere dur demek için kendilerine oy verilmesi gerektiğini savunurlar. 

Le Pen’in seçim kampanyasını incelediğimizde Fransa’nın İngiltere ile savaşında cephede manevi destek sağlayan, Fransa tarihinde simge bir isim olan Azize Jean d’Arc’ın kullanılması ve “Brüksel’e Hayır Fransa’ya Evet” (Non à Bruxelles, oui à la France!) sloganı dikkat çekiyor. Le Pen’e göre Avrupa ile entegrasyon Fransa’yı yıpratıyor, Fransa’nın kendi ulusal kimliğine sahip çıkması gerek. Le Pen Fransızların göçmen hareketine de karşı çıkması gerektiğini ileri sürüyor. 

Öte yandan, Macaristan’ın yıllardır Orban liderliğinde büyük bir otoriterleşme yaşadığını ve Avrupa Birliği’nin bile bunu engelleyemediğini görebiliyoruz. Orban’a göre liberal demokraside büyük bir değişime ihtiyaç var. 2008 mali krizi gibi kapitalist sistemin yer yer yarattığı krizler bunun bir göstergesi. Orban, Batı’nın dogma inançlarını ve ideolojilerini kırmak ve Macar toplumunu küresel yarışta rekabetçi kılacak yeni bir yol aramanın zamanının geldiğini düşünüyor. Tıpkı Le Pen gibi Orban da AB’nin Macaristan’ı yıprattığını ve Macar ulusuna sahip çıkılması gerektiğini savunuyor.Avrupa’nın diğer ülkelerinde de aşırı sağ partilerin yükselişini görüyoruz. Büyük Britanya’da Nigel Farage’ın önderliğindeki Brexit Partisi popülist söylemleri ile Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılma kampanyasını yürütmüş ve başarılı olmuştu. Daha sonra kapanan bu partinin yerine kurulan Reform UK Partisi’nin oyları Mart ayı anketlerinde %3 civarında geziniyor. 

Toleransın, çok kültürlülüğün yaygın olduğu Hollanda’da bile aşırı sağ parti destek görüyor. Göçmen karşıtı, Müslüman karşıtı olan Geert Wilders önderliğindeki Party For Freedom, Mart ayı anketinde %15 oy oranına sahipti. Almanya’da aşırı sağ, göçmen ve Avrupa Birliği karşıtı olan Almanya İçin Alternatif (AFD) Partisi 2021 genel seçimlerde %10,3 oy almıştı, Mart ayı anketlerine göre güncel oy oranı ise %11

İtalya’da ise yüksek oy oranına sahip aşırı sağ iki partinin Mart ayı anketlerinde oyların yaklaşık %40’ına sahip olduklarını görüyoruz. Belçika’da aşırı sağ Vlaams Belang Partisi Mart ayı anketlerinde %23 ile başı çeken parti konumunda. Portekiz’de Ocak 2022’deki seçimlerde %7,2 oy ile Yeter (Chega) Partisi parlamentoda 12 koltuk kazanmıştı. 2019 seçimlerinde yaklaşık %1,3 oy alan bu parti üç yıl içinde oylarını yaklaşık 6 puan arttırdı. Son olarak İspanya’da da aşırı sağ Vox Partisi Mart ayı anketlerinde %19 oranına ulaştı. 

Peki seçmenler neden bu radikal sağ partilere oy veriyor? Krizlerin yaşandığı belirsizlik ortamında insanlar geleceği göremiyor ve herhangi bir öngörüde bulunamıyorlar. Bu belirsizlikler içinde vatandaşlar kendilerine umut vaat eden, geleceğin daha az problemli olacağını söyleyen liderlere güvenmek istiyor. Radikal sağ partiler bu söylemleri başarılı bir şekilde kullanıyor. Özellikle göçmenler üzerinden vatandaşları korkutuyorlar. Aşırı sağ partilerin güçlenmesinin bir sebebi de pandemi döneminde hükümetlerin izlediği yetersiz politikalar olabilir. COVID-19 salgını süresince Orban ve Trump dışında, Batı dünyasında iktidarda olan popülist sağ parti yoktu. Bu salgını iyi yönetemeyen hükümetleri cezalandırma adına, seçmenlerin aşırı sağ partilere kaydığını anket çalışmalarında görebiliyoruz. 

 

Kaynaklar:

Guardian, 20.03.2018, Macron launches drive to boost French language around world. Erişim: 11.4.2022

https://www.theguardian.com/world/2018/mar/20/macron-launches-drive-to-boost-french-language-around-world 

Independent, 5.01.2012, The 600 year struggle for the soul of Joan of Arc. Erişim: 11.4.2022

https://www.independent.co.uk/news/world/europe/the-600year-struggle-for-the-soul-of-joan-of-arc-6284992.html 

Euinside, 8.08.2014, Victor Orban: It’s time for a regime change. Erişim: 11.4.2022

http://www.euinside.eu/en/news/victor-orban-its-time-for-a-regime-change

Politico, Europe poll of polls. Erişim: 11.04.2022

https://www.politico.eu/europe-poll-of-polls/ 

 

Ayrıcalıklı Abonelik

Türkiye Raporu’na Abone olarak her ay Türkiye çapında 1500 kişi ile yapılan anket çalışmalarının sonuçlarına ulaşabilirsiniz. Tüm sonuçlar parti, yaş, çalışma ve eğitim kırılımlarıyla beraber raporda yer alır. Aşağıdaki farklı paketleri inceleyerek seçtiğinizi satın alın.

İlgili Gönderiler

ABONELİK PAKETLERİMİZİ İNCELEDİNİZ Mİ?

Size uygun paketi seçin, detaylı anket raporları düzenli olarak e-postanıza gelsin.

İNCELE

Önerilenler

Türkiye Raporu mobil uygulamasına abone ol, her ay Türkiye çapında 2000 kişiyle yapılan anket çalışmalarının detaylı sonuçları ayda iki kez cebine gelsin.

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formu doldurun

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için aşağıda kullanıcı adınızı ya da email adresinizi girin.