Ali Arıkazan
Cinsiyet eşitsizliğinin yansımalarını toplumun her alanında görmek mümkün. Özellikle gelişmemiş ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, kadınların kamusal alandaki görünürlüğünün “gelişmiş” kabul edilen ülkelere oranla daha düşük olduğu söylenebilir.
Grafikte de görüldüğü üzere, kadınlar işgücüne katılım konusunda erkeklerin oldukça gerisinde. Ataerkil toplum yapısı, ülke genelinde kadına çocuk bakımı, ev işleri gibi görevler atayan basmakalıp inanışlar ve popülist dini söylemlerin kadınların istihdam edilmesini engellediğini söylemek yanlış olmayacaktır.
İstihdam oranları incelendiğinde kadınların ciddi bir oranla geride olduğunu görmek mümkün. 2021 yılı TÜİK verilerine göre erkeklerin istihdam edilme oranı %62,8 iken kadınlarda bu oran %28. İşsizlik oranlarına baktığımızda ise kadınlarda işsizlik oranının erkeklere oranla 4 puan daha yüksek olduğu görülüyor.
Eşitsizlik işgücüne katılımla sınırlı kalmıyor, çalışma hayatında da devam ediyor. Kadın ve erkekler arasındaki gelir farklılıkları bu önermenin en büyük kanıtı niteliğinde. TÜİK verilerine göre kadınlar sadece ortalama olarak değil, her eğitim kademesinde erkeklerden daha az kazanıyorlar. 2018 yılında TÜİK’in yaptığı son gelir anketine göre erkek çalışanlar, kadın çalışanlara göre yükseköğrenim ve üzerinden başlayarak ilköğrenim ve altına kadar her düzeyde neredeyse %20 daha fazla kazanıyor. Dolayısıyla hangi eğitim düzeyinde olursa olsun, kadınların aynı eğitim düzeyindeki erkeklere kıyasla daha az gelir elde ettiğini söylemek mümkün.
2022 yılında yayınlanan istatistikleri göz önünde bulundurduğumuzda ise 15-24 yaş arası genç nüfusun da büyük oranda bu eşitsizlikten muzdarip olduğunu görüyoruz. İşsizlik halihazırda Türkiye’nin çözülmeyi bekleyen toplumsal sorunlarından biri iken özellikle genç kadınlarda işsizlik oranının pandemi ile beraber artış gösterdiğinin altını çizmek gerek. DİSKAR’ın 8 Mart 2021 tarihli Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Durumu raporuna göre 2019’dan Kasım 2020’ye ümitsiz (caydırılmış) kadın işçi nüfusunun %171 arttı. Pandemi döneminde hasta ve çocuk bakımı gibi ev içi sorumlulukların kadınlara aktarılması bu artışın sebeplerinden biri olarak görülebilir.
TÜİK’in 2022 Şubat ayı verilerine göre her 100 genç kadından yalnızca 21 tanesi istihdam ediliyor. İstihdam oranlarında fark bu kadar açıkken işsizlik oranlarında kadınlar ile erkeklerin arasındaki fark 7 puana kadar iniyor. Verilerden hareket ile, genç işsizliğinin büyük ölçüde cinsiyetten bağımsız bir sorun olduğu söylenebilir. Bununla birlikte istihdam edilme oranlarında cinsiyet eşitsizliğinin etkileri net şekilde görülüyor.
Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğu zaman, gençlerde cinsiyet eşitsizliğinin hem ekonomik hem de toplumsal bir sorun olduğu açık. Devletin bu konu üzerine politikalar üretmesi, yasa ve mevzuatları gelirde eşitlik sağlayacak ve kadınların çalışma hayatına katılımını teşvik edecek şekilde düzenlemesi gerekiyor.
Kaynaklar:
TÜİK, İstatistik Veri Portalı
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-Subat-2022-45646
Financial Times, Wage gap for UK women unchanged in 20 years
https://www.ft.com/content/94e2e7b8-6874-11e6-ae5b-a7cc5dd5a28c
The Economist, Downturns tend to reduce gender inequality. Not under Covid 19





