Bilim insanları, gezegenin ısınması ve değişen hava olayları arasında güçlü bir ilişki olduğunu öne sürüyorlar. İklim değişikliğinin belirli bir hava olayının etkilerini ne ölçüde artırdığını saptamak zor olsa da, gidişat açık: Hava olaylarının sıklığı ve şiddeti her geçen gün artmaya devam ediyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 2021 yılında yayınladığı kapsamlı raporu, son elli yılda ortalama olarak her gün hava, iklim ve su olayına bağlı bir felaketin meydana geldiğini ortaya koyuyor. Rapora göre bu elli yıllık süreçte her gün ortalama 115 kişi hayatını kaybederken günlük ortalama 202 milyon Amerikan dolar hasar gerçekleşti.
1970’den 2019’a kadar hava, iklim ve su olayları, bu dönemde gerçekleşen tüm afetlerin %50’sini, bildirilen tüm ölümlerin %45’ini ve bildirilen tüm ekonomik kayıpların %74’ünü oluşturuyordu. Bu ölümlerin %91’den fazlası Birleşmiş Milletler’in sınıflandırmasına göre “gelişmekte olan ülkeler”de meydana geldi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından iklim değişikliğinin risklerine yönelik bilimsel araştırma yapmak amacıyla kurulan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) yayınladığı çok kapsamlı 2022 raporunda iklim krizinin milyarlarca insanın maruz kaldığı yoksulluk ve eşitsizliklerden ayrı değerlendirilemeyeceğinin altını çiziyor. Rapora göre iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler, krizin oluşmasında en az payı olan yoksul ülkeler. Bununla birlikte araştırma, krizin bütün dünyayı etkilediğinin de altını çiziyor. Rapora göre halihazırda 3,5 milyar insan iklim krizinin etkilerine karşı son derece savunmasız bir konumda yer alıyor. Dünya nüfusunun yarısı her yılın belli bir noktasında ciddi su kıtlığı yaşıyor.  Küresel ısınmanın, yüzyılın sonunda %50 ile %75 arasında artması bekleniyor. Her üç kişiden birinin ise aşırı sıcaklar nedeniyle hayati risk altında olduğu belirtiliyor. Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, 2050 yılına kadar 183 milyon insanın daha açlıkla mücadele etmesi gerekecek. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 2010’da yaptığı açıklamada Türkiye’yi iklim değişikliğinin etkileri karşısında “oldukça savunmasız” olarak nitelendirmişti. Yapılan araştırmalar Türkiye’de son yirmi yılda doğal afetlerin etkilerinin ve sıklığının arttığını ortaya koyuyor. 2018’de Türkiye, tarihinde ilk defa kasırgaya tanık oldu. 2019’da, şiddetli yağmur/sel %30, rüzgar fırtınası %27 ve dolu %23 arttı. Aynı yıl, Türkiye 984 ekstrem olayla tarihi rekor kırdı. 2021 yılında da Türkiye doğal afetlerin etkisi altında kalmış ve ülkenin güneyindeki haftalarca söndürülemeyen orman yangınları İstanbul’un beşte biri büyüklüğünde bir alanın yok olmasına sebep olmuştu. Bununla birlikte Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2021’in Temmuz ayında ölçülen 49,1 derecelik sıcaklık, Türkiye’de şimdiye kadar ölçülen en yüksek sıcaklık olarak kayıtlara geçmişti. IPCC’nin raporu, Türkiye’nin üçüncü en büyük gölü olan Beyşehir Gölü’nün 2070 yılına kadar kurumasını öngörüyor. Bununla birlikte balıkçılık ve turizm sektörlerinin Türkiye’de iklim krizinden etkilenecek başlıca sektörler olacağı da belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 2010’da yaptığı açıklamada Türkiye’yi iklim değişikliğinin etkileri karşısında “oldukça savunmasız” olarak nitelendirmişti. Yapılan araştırmalar Türkiye’de son yirmi yılda doğal afetlerin etkilerinin ve sıklığının arttığını ortaya koyuyor. 2018’de Türkiye, tarihinde ilk defa kasırgaya tanık oldu. 2019’da, şiddetli yağmur/sel %30, rüzgar fırtınası %27 ve dolu %23 arttı. Aynı yıl, Türkiye 984 ekstrem olayla tarihi rekor kırdı. 2021 yılında da Türkiye doğal afetlerin etkisi altında kalmış ve ülkenin güneyindeki haftalarca söndürülemeyen orman yangınları İstanbul’un beşte biri büyüklüğünde bir alanın yok olmasına sebep olmuştu. Bununla birlikte Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2021’in Temmuz ayında ölçülen 49,1 derecelik sıcaklık, Türkiye’de şimdiye kadar ölçülen en yüksek sıcaklık olarak kayıtlara geçmişti. IPCC’nin raporu, Türkiye’nin üçüncü en büyük gölü olan Beyşehir Gölü’nün 2070 yılına kadar kurumasını öngörüyor. Bununla birlikte balıkçılık ve turizm sektörlerinin Türkiye’de iklim krizinden etkilenecek başlıca sektörler olacağı da belirtiliyor. 
Türkiye’de iklim değişikliği politikalarına destek oldukça yüksek. Türkiye Raporu’nun Mart 2021 anketinden çıkan sonuçlara göre toplumun neredeyse %80’i iklim değişikliği ile ilgili politikaların yetersiz olduğunu ve daha kapsamlı tedbirler alınması gerektiğini ifade ediyor. Bununla birlikte toplumun %58 ile çoğunluğu, afet ve acil durum yönetimindeki eksikliklerin sebebinin iklim krizinin artan etkileri olmadığı görüşünde. Türkiye Raporu Şubat anketine göre toplumun %59 ile çoğunluğu afet yönetimindeki eksikliklerin “acil durum öncesinde hazırlıksız/plansız olmaktan” kaynaklandığını ifade ediyor.
BM’nin bu yılki “İklim Değişikliği Konferansı” 7-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır’da gerçekleşecek.
Kaynaklar:
IPCC, “IPCC WGII Sixth Assessment Report, Cross-Chapter Paper 4: Mediterranean Region”, erişim: 02/03/2022
https://report.ipcc.ch/ar6wg2/pdf/IPCC_AR6_WGII_CrossChapterPaper4.pdf
World Meteorological Organization, “Weather-related disasters increase over past 50 years, causing more damage but fewer deaths”, erişim: 01/03/2022
World Bank, “Turkey Economic Monitor, April 2021” erişim: 02/03/2022
 
	    	 
		    






