Share on facebook
Share on twitter
Share on email
Share on whatsapp

Savaş Zamanlarında Kadın Olmak: Bir Savaş Taktiği Olarak Cinsel Şiddet

Serenay Sasa

Savaşlar yalnızca ülke toprakları üzerinden değil, kadınların ve kız çocuklarının bedeni üzerinden de yürütülüyor. Kadın bedeni üzerine tahakküm kurmak hem devlet dışı silahlı örgütler hem de devlet kuvvetleri ve bağlantılı milisler tarafından uzun zamandır bir “savaş taktiği” olarak kullanılıyor. 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 31 Ocak 2022’de yayınladığı rapor sıcak çatışma ve savaş bölgelerinde uğradıkları tecavüz sonucu hamile kalan kadınları ve cinsel şiddet sonucu doğan çocukları ele alıyor. Rapora göre çatışmalarda kadınlara uygulanan cinsel şiddet; toplulukları göçe zorlamak, “etnik temizlik”, soykırım gibi amaçlarla bir “savaş yöntemi” olarak kullanılıyor. Bununla birlikte çatışma kaynaklı cinsel şiddet mağduru herhangi bir kişi için suçu bildirme konusunda önemli engeller bulunuyor. Çatışma bölgelerinde tecavüzün toplum tarafından “düşmanla işbirliği içinde olma”, “namus kaybı” olarak algılanması mağdurları toplumdan dışlanma korkusuyla sessiz kalmaya itiyor. Tecavüz sonucu hamilelik ise silahlı gruplarla bağlantılı olmanın kanıtı olarak görülüyor ve hem mağdurun hem de bebeğin hayatını riske atıyor. Kadınların haklarının hukuk tarafından korunmadığı Afganistan, Yemen, Libya gibi ülkelerde tecavüz, suç kabul edilen zinanın kanıtı olarak mağdurların yargılanmasına sebep olabiliyor. 

BM’nin raporu son otuz yılda devlet dışı silahlı grupların ve ayrıca devlete bağlı askeri kuvvetlerin ve milislerin çatışma bölgelerinde hamilelikle sonuçlanan cinsel şiddet eylemleri gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bu suçlar, Suriye, Irak, Güney Sudan, Sudan, Nijerya gibi devlet otoritesinin ve hukuk devleti kurumlarının zayıf veya etkisiz olduğu iç savaş ve çatışma bölgelerinde şiddet döngülerini tetikleyerek işleniyor. Bugün, IŞİD ve Boko Haram’ın cinsel şiddet kullanımını bir strateji olarak iç yapılanmalarına dahil ettiği bilinmektedir. Kız çocuklarını ve kadınları zorla evlendirmek ve tecavüz, bu silahlı terör gruplarının kendi üyelerine sunduğu bir “teşvik mekanizması” olarak da kullanılmaktadır.

Tecavüzün yarattığı fiziksel ve psikolojik hasar, kadınların hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de iz bırakıyor. BM’nin raporları, Mali ve Nepal’de çatışma bölgelerindeki tecavüz mağduru kadınların HIV/AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, tecavüze bağlı jinekolojik yaralanmalar ve psikolojik travma sebebiyle genellikle iş bulamadıklarını ve gelir getirici faaliyetlere katılamadıklarını belirtiyor.

Savaş bölgelerinde kız çocukları da cinsel şiddete maruz kalıyorlar. Sierra Leone’deki iç savaş sırasında 12 ila 15 yaş arasındaki kız çocukları isyancılar tarafından cinsel köleliğe zorlandı. Birçoğunun vücudunda tecavüzden ve henüz bedenleri hazır değilken hamile kalmaktan dolayı kalıcı hasar oluştu. 

1990’lardan bu yana tecavüz suçları, barış ve güvenliği engelleyen, kadınların haklarını yok sayan bir tehlike unsuru olarak çatışma bölgelerinde yaşanmaya devam ediyor. Bosna Hersek’teki iç savaş sırasında kadınlar “tecavüz kampları”nda esir tutulmuş ve ancak hamileliği sonlandırmanın mümkün olmadığı durumlarda serbest bırakılmışlardı. İşlenen suçların bedeli hem psikolojik hem de fiziksel olarak çok ağır oldu. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı raporda, Uganda’da yaklaşık 8000 bebeğin çatışma bölgelerindeki tecavüzler sonucu doğduğu belirtiliyor. Sierra Leone’deki savaşta ise 20.000 bebeğin tecavüz sonucu doğduğu düşünülüyor. Çatışma bölgelerindeki kadınların yanı sıra, mülteci ve göçmen kadınlar ile erkek ve kız çocukları da cinsel şiddete maruz kalıyorlar. 

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’nin 2021’de yayınladığı rapor, Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldıkları cinsel şiddete de değiniyor. Rapora göre yalnızca Şubat 2020’de Suriye’de kaydedilen tecavüz vaka sayısı 30. Silahlı muhalefet gruplarının birleşimi olan Özgür Suriye Ordusu üyelerinin, ev baskınları sırasında işlenen tecavüz suçları da dahil olmak üzere bu vakaların birçoğunda yer aldığı biliniyor. 2020’de Afrin’deki bir gözaltı sırasında reşit olmayan bir kişinin, erkek tutukluların önünde Özgür Suriye Ordusu üyeleri tarafından tecavüze uğradığı belgelenmişti. Özgür Suriye Ordusu’nun, sorgulama sırasında kişilerin istenen bilgileri itiraf etmesini sağlamak için gözaltı ortamlarında cinsel şiddeti bir strateji olarak kullandığı biliniyor. 

Toplum tarafından dışlanma, yardım sağlayacak kurumların eksikliği ve faillerin misilleme yapması veya “namus cinayetleri” korkusu nedeniyle cinsel şiddet, mağdurlar tarafından ciddi oranda eksik bildirilmektedir. Bu nedenle ulaşılan verilerin gerçek sayıların çok altında olduğu düşünülmektedir.  Birleşmiş Milletler 2020 yılında Suriye’de yalnızca 12 kız çocuğu ve 7 kadını etkileyen 19 vakayı belgeledi; vakaların 5’i, kuzey Suriye Arap Cumhuriyeti’nin IŞİD kontrolündeki eski bölgelerindeki Yezidi kızların hedef alındığını ortaya koyuyordu. Etnik ve dini açıdan azınlıkta olan kadın ve kız çocukları da cinsel şiddete maruz kalıyorlar. 

24 Şubat sabahı Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan savaşta, Ukraynalı kadınların maruz kaldığı çatışma kaynaklı bir cinsel şiddet yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili ise henüz veri bulunmuyor. 

Kaynaklar:

UNSG, United Nations Secretary General, Conflict-Related Sexual Violence, 31 March 2021, Erişim:

https://www.un.org/sexualviolenceinconflict/wp-content/uploads/2021/04/report/conflict-related-sexual-violence-report-of-the-united-nations-secretary-general/SG-Report-2020editedsmall.pdf

UNSC, United Nations Security Council, Women and girls who become pregnant as a result of sexual violencein conflict and children born of sexual violence in conflict, 31 January 2022, Erişim: https://www.un.org/sexualviolenceinconflict/wp-content/uploads/2022/02/report/auto-draft/N2223437.pdf

 

Ayrıcalıklı Abonelik

Türkiye Raporu’na Abone olarak her ay Türkiye çapında 1500 kişi ile yapılan anket çalışmalarının sonuçlarına ulaşabilirsiniz. Tüm sonuçlar parti, yaş, çalışma ve eğitim kırılımlarıyla beraber raporda yer alır. Aşağıdaki farklı paketleri inceleyerek seçtiğinizi satın alın.

İlgili Gönderiler

ABONELİK PAKETLERİMİZİ İNCELEDİNİZ Mİ?

Size uygun paketi seçin, detaylı anket raporları düzenli olarak e-postanıza gelsin.

İNCELE

Önerilenler

Türkiye Raporu mobil uygulamasına abone ol, her ay Türkiye çapında 2000 kişiyle yapılan anket çalışmalarının detaylı sonuçları ayda iki kez cebine gelsin.

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formu doldurun

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için aşağıda kullanıcı adınızı ya da email adresinizi girin.