Ali Arıkazan
2014 yılında Kırım’ın ilhakı ile başlayan Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik bu yılın başlarında üst safhaya çıkmış ve savaş çanları çalmaya başlamıştı. Yılın başından beri Rus lider Vladimir Putin’i ikna etmek için yapılan hiçbir diplomatik görüşme sonuç vermedi. Ne Fransa ne de ABD ile müzakerelerinde orta yolu bulamayan Putin’in her ne kadar uçurum siyaseti izlediği ve sıcak çatışmaya girmeyeceği düşünülse de Rus lider beklenilmeyeni yaptı. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi birinci ayını tamamlamak üzere olmasına rağmen otoritelere göre Rusya halen istediği başarıya ulaşabilmiş değil. AB ve NATO’nun başını çektiği uluslararası organizasyonlar ve sivil toplum örgütleri ise bu olaylar sonrasında Rusya karşısında tavır aldı ve Moskova’ya çok ağır ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kuruluşlara karşı, yaptırımların yetersiz olduğuna yönelik eleştirileri ise bazı çevrelerce takdir edilse de bir diğer kesim Rusya hakkında güçlü yorumlar yapmak yerine özellikle doğalgaz ve petrol alanında Rusya’ya bağımlılığımız nedeniyle denge politikası izlenmesi gerektiğini savunuyor. Akılları meşgul eden bir diğer soru ise tüm bu gerilimin ülkemiz turizm ekonomisi üzerine etkisinin nasıl olacağı.
Rusya uzun yıllardan bu yana turizm alanında Türkiye’nin bir numaralı partneri konumunda yer alıyor. Rusya ile kurulan iyi siyasi ilişkiler ise bir nevi turizm gelirinin teminatı durumundaydı. Grafikte de görüldüğü üzere 2014 yılına kadar Rusya ile yapılan diplomatik ve ekonomik iş birlikleri ülkemize gelen turist sayısında büyük oranda artış sağladı. Fakat Türkiye’nin Suriye politikaları sebebiyle Rusya ile çıkar çatışmaları yaşanmasının ardından 2014 yılından sonra Türkiye, Rus turist sayısında ciddi bir düşüşe tanık oldu. Kasım 2015’te Rus Hava Kuvvetleri’ne ait uçağın 17 saniye boyunca Türk hava sahası sınırlarını ihlal ettiği için düşürülmesinin ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye ziyaretini iptal etmiş ve Rus vatandaşlarına da Türkiye’ye gitmemeyi önermişti. 2016 yılında Rus turist sayısında yaşanan keskin düşüş Rusya ile yaşanan gerginliklerin pahalıya patlayabileceğinin bir göstergesi sayılabilir. Bunun yanı sıra, Rusya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin iyileşmesiyle birlikte 2019 yılı her iki ülkede de “Kültür ve Turizm yılı” ilan edilmiş ve Türkiye’ye gelen Rus turist sayısında rekor bir artış yaşanmıştı. Öte yandan 2014 sonrasında Petro Poroşenko dönemi ile başlayan Ukrayna-Türkiye ekonomik ve askeri iş birliği turizm ile bir üst noktaya taşınmış ve o zamandan bu yana Ukraynalı turist sayısı artış göstermişti. Yukarıdaki tabloya bakarak bu çatışmada doğrudan taraf tutmanın her iki ülke ile olan turizm iş birliğimizin zarar görmesine yol açacağını söylemek yanlış olmayacaktır.