TÜİK 2 Ağustos günü, suça sürüklenen çocuklara ilişkin “Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2021” başlıklı bültenini yayınladı. Verilere göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2020 yılına göre 2021 yılında %10,8 oranında arttı. Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların toplam sayısı 499 bin 319 olurken bu çocukların 207 bin 999 ile yaklaşık %42’si mağdur olarak, 132 bin 943 ile yaklaşık %27’si ise kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işledikleri iddiasıyla geldi veya getirildi.
Çocukların suça sürüklenme sayılarını incelediğimizde son beş yılda düşüşün yaşandığı tek yılın 2020 olduğunu görüyoruz. Çocukların sürüklendiği suçların niteliğini incelediğimizde ise en güncel verilerde üç suç türü ile karşılaşıyoruz: yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu veya uyarıcı madde satmak, satın almak veya bulundurmak.
2021 yılında çocukların karıştığı 132 bin 943 vakanın %36,6’sını yaralama, %27,2’sini hırsızlık, %5,1’ini ise uyuşturucu madde satmak, satın almak veya bulundurmak oluşturdu. Çocukların sürüklendiği diğer suçların arasında hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, göçmen kaçakçılığı ve mal varlığına zarar verme gibi suçlar yer alıyor.
TÜİK’in verileri dikkat çekici olsa da çocukların neden suça sürüklendiğini anlatmakta yetersiz. Çocuk ve suçu irdelediğimiz bu yazıda önemli bir noktayı vurgulamak gerek: Çocuk suçlu yoktur, suça itilen çocuk vardır. Peki çocuklar neden suça itiliyor? Başka bir deyişle, niçin bazı çocuklar suça itilirken bazıları itilmiyor? Bu noktada, çocukların suça itilmesine sebep olan toplumsal, ekonomik ve siyasi sebeplerin derinlemesine incelenmesi gerekiyor.
İtalyan Mafyası, Kan Davaları, Sabıkalı Ebeveynler: Çocuğun Suça İtilmesinde Ailenin Rolü
Yapılan araştırmalar çocukları suça itenlerin çoğunlukla aile bireyleri olduğunu gösteriyor. Essex Üniversitesi’nde kriminoloji profesörü Anna Sergi’nin İtalya’nın Calabria kentinde Gençlik Mahkemesi ve Antimafya Bölge Müdürlüğü’nde görülen 18 davaya dayanan araştırması suçun nesilden nesile nasıl aktarıldığına odaklanıyor. Sergi’nin bulgularına göre mafyaların işledikleri suçların çocuklar tarafından devam ettirilmesinde aile içinde kurulan güven ve kan bağına atfedilen önem büyük rol oynuyor. Aile bireylerini korumak için sessiz kalma gibi pek çok mafya değeri aile içinde içselleştiriliyor ve kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
İtalyan mafyalarında suçun nesilden nesile aktarılmasını Türkiye’deki töre suçları ile bağdaştırmak mümkün. Töre ve kan davalarının temelinde de İtalyan mafyalarında olduğu gibi aile kurumunun yüceltilmesinin yattığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bununla birlikte kan davalarında aile üyeleri, “aile onuru” üzerinden bireyin özgürlüğünü ve kimi zaman da yaşama hakkını elinden alıyor. Araştırmalara göre bu davalarda çocuklar hem fail hem kurban. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 300 dosya üzerinden yapılan ve töre cinayetlerini konu alan bir çalışmaya göre, bu davalarda kurbanların %40’a yakını 17 yaşından küçük. Çocukların içinde bulundukları aile ortamında daha önce törel inançlardan dolayı cinayet işlemiş kişilerin kahramanlaştırılması, bu kişilerin onurlu, yürekli vb. insanlar olarak övülüp yüceltildiği söylemler suçların kuşaktan kuşağa aktarılmasında etkili oluyor. Yani, çocuklar çoğu zaman içine doğdukları sistemin normları dahilinde kendilerine dayatılan “görevin” yüceliğine inandırılıyor ve bunu yerine getirme zorunluluğu ile harekete geçiyorlar. Çoğu zaman bu “görevi” yerine getirmemenin ağır maddi ve manevi bedelleri oluyor. Bu noktada, çocukların suça itilmesinde aile içindeki güç ilişkilerinin payını da vurgulamak gerek. Yetişkinler aileye bakma sorumluluğunu devam ettirmek için törel geleneklerin yükünü çocukların omzuna yükleyip suçu onlara işletiyorlar. Nitekim, 18 yaş altındaki çocuklar yasa gereği daha hafif cezalar alıyor.
Diğer taraftan, yapılan araştırmalar, ebeveynlerin daha önce suç kaydının olmasının çocukların suça yönelmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Örneğin, Hollanda Kriminal Kariyer ve Yaşam Seyri Çalışması (CCLS), 15’ten fazla mahkumiyeti olan ebeveynlere sahip 12 yaş üstü çocukların %30’unun kendilerinin de sabıka kaydı olduğunu, buna karşılık mahkumiyeti olmayan ebeveynlere sahip çocukların yalnızca %6,6’sının sabıka kaydı olduğunu gösteriyor. Bu durumu organize suç faillerinin çocuklarının içinde büyüdükleri sosyal fırsat yapısı ile açıklamak mümkün. Çocuklar, suç faili ebeveynlerinin ekonomik ve sosyal bağlantılarından ve çevresinden faydalanıyorlar. Bu durum, suçun çocuğa aktarılması ve sürdürülmesi ile sonuçlanıyor.
Yoksulluk ve Değişen Hayatlar: Çocuğun Suça İtilmesinde Ekonomik Nedenler
1960’lı yıllarda suçun tanımını merkeze alan sosyolojik tartışmalarda özellikle bir argüman kabul görmüştü: Suçların tamamı tespit edilemediği için suç işleyenlerin ancak küçük bir bölümü ceza görür. Bu bağlamda öncelikle suç kavramını, ceza adalet sistemi ve toplumdaki güç dengeleri bağlamında değerlendirmek anlamlı olacaktır. Bir başka deyişle, neyin suç olarak tanımlanacağına gücü elinde bulunduranların karar verdiğini hatırlamak gerekiyor. Suça itilen çocuklarda da aynı mantığın işlediğini düşünüyoruz. Öğretim Görevlisi Sosyolog Pınar Akkuş’un suça itilen çocukları konu aldığı makalesindeki şu cümleler argümanımızı özetler nitelikte: “Her kesimden aileye mensup çocuklar suça itilebilmekte ancak ekonomik olarak avantajlı aileler bu sorunu kendi kaynakları ile çözme şansına sahipken bu kaynaklara ulaşamayan aileler daha da kırılgan hale gelmektedir.”
Çocukların suça sürüklenmesinde göç, yoksulluk, çarpık kentleşme gibi çevresel ve ekonomik faktörler de önemli rol oynuyor. 2015 yılında yayımlanan çok kapsamlı bir çalışma ailelerin sosyo ekonomik düzeyindeki değişim ile çocukların suça itilme oranı arasındaki bağı inceliyor. Çalışma, erkek çocuklar ve ebeveynlerinden oluşan 503 kişilik bir topluluktaki çocuklarla, onlar 7 yaşından 18 yaşına gelene kadar on yıl boyunca düzenli olarak yapılan görüşmelere dayanıyor. Araştırma sonuçları, ailelerin sosyo ekonomik statüsü yükseldikçe çocukların suça itilme oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor. Bir başka deyişle, ebeveynlerinin sosyo ekonomik statüsü (SES) düştüğü yıllarda çocukların suça itilme oranı yükseliyor. Çalışma, özellikle boşanma ya da işsizlik gibi durumlarda çocukların suça sürüklenmelerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, suç, aslında doğası gereği bir sosyal aktivitedir (social activity). Bu anlamda çocukların suça sürüklenmesindeki sosyolojik faktörlere değinmek ayrıca önem taşıyor. Çocuklar, içine doğdukları ailenin normları, sosyal eşitsizlikler ve kültürel dayatmalar neticesinde suça sürükleniyorlar. Çocukların suça itildikleri durumlara baktığımızda ebeveynlerin boşanması, bir aile bireyinin işini kaybetmesi, kan davasının sürmesi, derin yoksulluk gibi bağlamlarla karşılaşıyoruz. Suçlu çocuk olmadığının, suça itilen çocuk olduğunun bir kez daha altını çizerken çocukların suça itilmesinin önüne geçilmesi konusunda atılacak en önemli adımın kültürel dönüşümü sağlayacak politikaların oluşturulması ve cezalandırıcı sisteme alternatif olarak onarıcı ve önleyici bir adalet yaklaşımının benimsenmesi olduğunu düşünüyoruz.
Kaynaklar:
Akkuş, P. Kentte Suça İtilen Çocuklar Sorunu ve Sosyal Hizmet Müdahalesinin Çıkmazları.,erişim: 4.08.2022
Avcı, Müjdat (2012). Töre Kıskacındaki Masumiyet: Çocuk. HFSA: 17, İstanbul Barosu Yayınları. erişim: 3.08.2022
Buchanan, M., Castro, E. D., Kushner, M., & Krohn, M. D. (2020). It’s F** ing Chaos: COVID-19’s impact on juvenile delinquency and juvenile justice. American journal of criminal justice, 45(4), 578-600. erişim: 2.08.2022
Rekker, R., Pardini, D., Keijsers, L., Branje, S., Loeber, R., & Meeus, W. (2015). Moving in and out of poverty: The within-individual association between socioeconomic status and juvenile delinquency. PLoS one, 10(11), e0136461. erişim: 3.08.2022
Sergi, A. (2017). From mafia to organised crime. A comparative analysis of policing models. London: Palgrave Macmilan. erişim: 3.08.2022
TÜİK, Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2021, erişim: 02.08.2022
van Dijk, M., Kleemans, E., & Eichelsheim, V. (2019). Children of organized crime offenders: Like father, like child? An explorative and qualitative study into mechanisms of intergenerational (dis) continuity in organized crime families. European Journal on criminal policy and research, 25(4), 345-363. erişim: 2.08.2022