Share on facebook
Share on twitter
Share on email
Share on whatsapp

Haritalarla Seçimler: 2007 Genel Seçimleri

2002 Genel Seçimleri merkez sağın sahneden indiği, bugün itibarıyla yirminci yılını dolduran AK Parti iktidarının başladığı seçimler olmasıyla bir dönüm noktasıydı. 2007 Genel Seçimleri ise AK Parti’nin ikinci seçim zaferi oldu. Erdoğan, henüz 49 yaşındayken oturduğu Başbakanlık koltuğunda nasıl bir performans göstererek 2007 seçimlerine katıldı?  2000’lerin başındaki Türkiye’de siyasi atmosfer nasıldı? 2007 genel seçimlerinde neler değişti, neler aynı kaldı? Haritalarla Seçimler’in altıncı bölümünde 2007 Genel Seçimleri var.

Irak Savaşı ve Dış Politika 

2000li yıllar Türkiye’de olduğu kadar dünyada da dengelerin değiştiği bir dönemi işaret ediyordu. 2001’de gerçekleşen 11 Eylül saldırıları, George W. Bush yönetiminde izlenecek agresif dış politikanın temelini atmış 20 Mart 2003‘te Bush yönetimi, kimyasal kitle imha silahları ürettiği gerekçesiyle Irak’ı işgal etmişti. 1 Mart 2003‘te ise “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” Meclis’te oylandı. Tezkerede en fazla 62 bin yabancı askeri personelin Türkiye’de altı ay süresince bulunması öngörülüyordu. 1 Mart tezkeresi olarak bilinen bu süreç AK Parti içinde de fikir ayrılıklarını doğurdu. Bülent Arınç, Beşir Atalay gibi isimler tezkereye karşı çıkarken Erdoğan’ın yanı sıra Ömer Çelik, Egemen Bağış gibi isimler ise tezkerenin Meclis’ten geçmesi gerektiğini savunuyordu. Sonuç olarak tezkere, Meclis’te 267 salt çoğunluğa ulaşamadığı için kabul edilmemiş sayıldı.

Altı Sıfırın Atılması, Ekonomik Kalkınma ve Dünya Bankası

2000’lerin başındaki Türkiye’ye bugünden baktığımızda akıllara en çok o dönemin ekonomik refahı geliyor. “6 sıfırı atılmış” Yeni Türk Lirası, ülkede varlığı her geçen gün artan yabancı yatırımlar, büyümekte olan bir ülke… Doğrusu, AK Parti ilk kez iktidara geldiği 2002 yılında hem ekonomik hem de siyasi olarak istikrarlı bir portre çiziyordu.  Önceki hükümet tarafından oluşturulan ekonomik programı siyasi krizler ve koalisyon hükümetlerinin iç çatışmaları olmadan uyguladı. Önceki hükümetin aksine ekonomik istikrara zarar verecek bir gecelik krizler yaşanmadı. Mayıs 2003’te yerli ve yabancı yatırımcıları eşit sayan kanunun yürürlüğe girmesiyle yabancı yatırımcılar önemli haklara sahip oldular. Sağlık sektöründe özelleşmeyi öngören Dünya Bankası’nın reformları da bu dönemde hayata geçirildi. Bu dönemde emekli ve işçi maaşlarında yüksek artış yapılmamasına karşın TL’nin döviz karşısında değer kazanması ekonomik refahı arttırdı. AK Parti bu dönemde güven kazandı.

Kürt Siyasi Hareketi ve PKK

AK Parti bu dönemde aynı zamanda Avrupa Birliği’ne uyum süreci ile birlikte “Kürt sorunu” konusunda ciddi yumuşama adımları attı. Bunun en önemli göstergesi kuşkusuz Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da on beş yıldır uygulanan Olağanüstü Hâl Uygulamasının kalkmasıydı. 1999-2000 döneminde saldırı eylemlerini “meşru savunma” ile sınırlandıran PKK terör örgütü içinde ise 2006’da yeni bir ateşkes dönemi başlamıştı.

MHP’de Söylem Değişikliği

2002 seçimlerinde baraj altı kalan ve Meclis’e giremeyen MHP ise söyleminde değişikliğe gitti. 1999’da koalisyon ortağı olan MHP, koalisyon içinde güçlü bir imaj çizemediğine dair bir izlenim uyandırmıştı. 2002 genel seçimlerinde bu izlenim kendini gösterdi. MHP baraj altı kaldı. Koalisyon ortağı olduğu dönemde MHP’nin kendisine olan desteği büyük ölçüde kaybetmesine sebep olan politikaların başında ise terör örgütü PKK’nın lideri Öcalan’ın idam cezasının infaz edilmemesi ve Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda izlediği “epey uzlaşmacı” siyaset geliyordu. MHP’nin bu çehresi AK Parti’nin ilk iktidarı döneminde değişti. MHP Öcalan’ın idamı talebini dile getirmeye başladı. Tanıl Bora’nın aktarımına göre 2007 genel seçimleri öncesinde Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin idamını istediği Öcalan’ı MHP hükümetteyken as(a)madığını söyleyerek tahrike başvurmuş, Bahçeli de Erzurum mitingi sırasında Erdoğan’a cevaben “Alın şu ipi de asın” diyerek kalabalığa idam ipi fırlatmıştı.

Danıştay Saldırısı ve Hrant Dink Cinayeti 

Bununla birlikte toplumsal hayatta krizler baş göstermekteydi. 17 Mayıs 2006’da Alparslan Arslan Danıştay ikinci dairesinde silahlı saldırı gerçekleştirdi. Danıştay saldırısı toplumda büyük tepki uyandırırken, dava, ilerleyen dönemlerde Ergenekon Davası ile birleşti. Tarihler 19 Ocak 2007’yi gösterdiğinde ise Türkiye’nin yakın tarihine geçen başka bir karanlık cinayet yaşandı. Hrant Dink 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından sokak ortasında öldürüldü. Hrant Dink’in öldürülmesi sonrası kitleler cinayeti protesto eden yürüyüşler düzenlediler.

367 Krizi ve Erken Seçim

2007 seçimleri öncesinde gerçekleşen en kritik mesele ise Cumhurbaşkanı’nın seçim süreci oldu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi bitmek üzereyken başlayan Cumhurbaşkanı seçiminde anılan isimlerin Milli Görüş geleneğinden gelmesi gerek ana muhalefet partisi CHP gerekse Türk Silahlı Kuvvetleri’nde “rahatsızlık” yarattı. Tansiyon yüksekti. Çeşitli STK’lar ve partiler, nisan ve mayıs aylarında pek çok ilde Cumhuriyet Mitingleri düzenlediler. “Cumhuriyetine sahip çık!” “Ne şeriat ne darbe, tam bağımsız Türkiye!” gibi sloganların yükseldiği bu mitinglerin içinde özellikle Ankara’da yapılan 14 Nisan 2007 mitinge katılım yüksek oldu.

Bu mitingin üzerinden iki hafta geçmemişti ki Meclis’te “367 Krizi” olarak bilinen kriz yaşandı. Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın seçilmesi için bir adayın ilk iki turda nitelikli çoğunluk olan 367 oy, 3. ve 4. turda ise salt çoğunluk olan 276 oy alması gerekiyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimi için birinci tur oylaması 27 Nisan 2007’de yapıldı. 361 milletvekilinin oy kullandığı bu seçimde Abdullah Gül oyların 357’sini aldı. CHP ve diğer partiler ise süreci boykot ederek oylamaya katılmadılar. CHP, oylama sonrasında Anayasa Mahkeme’sine başvurarak seçimin iptalini talep etti.

27 Nisan gecesi ise gerginlik tırmandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu sonrası Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde e-muhtıra olarak bilinen bildiriyi yayınladı. Bildiri TSK’nın “rahatsızlığını” şu sözlerle dile getiriyordu: “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur.” Pek çoklarınca bildiri, olağan bir bildiri değildi, bir muhtıraydı.

Derken 1 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi kararını verdi. Cumhurbaşkanlığı seçim turlarının her birine en az 367 milletvekilinin katılımının zorunlu olduğu, aksi takdirde yapılacak oylamaların geçersiz olacağı kararı açıklandı. AYM’nin bu kararı ile yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin bir anlamı kalmamıştı. O dönem TBMM’de 363 milletvekili bulunan AK Parti zor bir durumdaydı. Bu boykot ile 367’yi görmesi mümkün değildi. Böylece başvurulacak yol genel seçimlerdi.  AK Parti grubunun teklifi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin, yapılacak Milletvekili Genel Seçimlerinden sonraya bırakılması kararı alındı.

Türkiye bu iklimde 22 Temmuz 2007’de erken seçime gitti. Düzenlenen genel seçimlerde AK Parti %46,58 ile 341 milletvekili, CHP %20,88 ile 112 milletvekili, MHP ise %14,27 ile 71 milletvekili çıkarttı.

 

AK Parti’nin İkinci Zaferi: 2007 Seçimlerinde Birinci Partiler


• 2007 genel seçimlerinde AK Parti %47 oy oranıyla birinci parti oldu. AK Parti bir önceki genel seçime göre 13 puan oy artırmış, 759 ilçede birinci parti olmuştur. AK Parti’nin birinci olduğu ilçeler çoğunlukla İç Anadolu, Karadeniz, İç Ege, Doğu Marmara ve Doğu Anadolu’da bulunmaktadır.
• CHP de 2007 genel seçimlerinde oy oranını artırmıştır. CHP’deki oy artışı ise %2 civarındadır. Parti Türkiye genelinde 110 ilçede birinci konumda bulunmaktadır. Trakya, Ege Kıyıları, Artvin-Ardahan yöresi CHP’nin ön plana çıktığı bölgeler olmuştur. CHP, Genç Parti’den, DSP’den ve YTP’den oy kazanırken MHP’ye oy kaybetmiştir.
• MHP ise 2002’ye göre %6 oy artırmıştır. Türkiye genelinde 24 ilçede birinci parti olan MHP, Mersin, Adana, Manisa, Aydın ve Kars’ta ortalamanın üzerinde oy oranları elde etmiştir.
• Kürt siyasi hareketi 2007 genel seçimlerine %10’luk seçim barajının yarattığı dezavantajı kırmak için bağımsız adaylarla katıldı. Seçilen adaylar, o dönemde Kürt siyasetinin temsilcisi olan DTP’ye geçtiler. DTP’yi temsil eden bağımsız adaylar 39 ilçede birinci oldular. Bu ilçeler Hakkari, Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Batman, Van, Iğdır, Kars, Muş ve Mersin’de bulunuyor.
• 2007 genel seçimlerinde merkez sağın çatı partisi olan DP %5 seviyesinde oy oranı elde etti ve Türkiye genelinde yalnızca iki ilçede birinci parti oldu. DP’nin birinci parti olduğu ilçeler Bartın/Kurucaşile ve Altınyayla/Burdur olarak gerçekleşti.
• 5 ilçede ise bağımsız adaylar birinci sırada yer alıyor. Bu ilçelerin tümü Tunceli’de. Kamer Genç’in Tunceli’de bağımsız olarak seçime katılması aritmetiği değiştirmiştir.

 

Türkiye Genelinde Artan Oylar: 2007 Seçimlerinde AK Parti’nin oy değişimi

  • 2007 genel seçimleri AK Parti’nin katıldığı ikinci genel seçim oldu. 2002 seçimlerine göre AK Parti’nin %13 oy artırmasıyla sonuçlanan 2007 seçimleri, AK Parti’nin Türkiye genelinde oy artırdığı bir senaryoyu ortaya çıkardı.
  • AK Parti Türkiye genelinde yalnızca 21 ilçede oy kaybı yaşarken geri kalan tüm ilçelerde oy oranını artırdı. AK Parti Siirt, Isparta, Burdur, Balıkesir, Düzce, Giresun bölgelerinde sınırlı derecede oy kayıpları yaşadı.

 

2007’de Baykal’ın CHP’si

• CHP, 2007 seçimlerinde %2 seviyesinde oy artışı elde etti ve 408 ilçede oy oranını yükseltti.
• CHP’nin oyları Batı Karadeniz, Ege, Marmara ve Artvin/Ardahan yöresinde istikrarlı artış göstermiştir.
• CHP’nin oy artırdığı ilçeler genel olarak 2002’de DSP, DYP ve YTP’nin güçlü olduğu ilçeler olmuştur.
• Oy kayıpları ise Orta Anadolu ve Kürt coğrafyasında yoğunlaşmaktadır.

 

Milliyetçi Yükseliş: 2007 Seçimlerinde MHP’nin Oy Değişimi

• MHP 2007 seçimlerinde, 2002’ye göre neredeyse %100 oranında oy artışı sağladı. MHP’nin oy artışında özellikle batı şehirlerindeki ciddi artışlar etkili oldu.
• Parti, toplamda 680 ilçede oy artırırken, 270 ilçede de oy kaybına uğradı.
• MHP’nin oy kaybettiği ilçeler genel olarak Kürt vatandaşların yaşadığı illerde bulunuyor. Ancak Artvin, Konya, Sivas ve Kastamonu’da da yer yer kayıplar söz konusu.

 

Bahçeli’nin Karşısında Erdoğan: 2007 seçimlerinde AK Parti-MHP Karşılaştırması

• Harita bize 2007 genel seçimlerinde AK Parti ve MHP’nin birbirlerine üstünlük sağladığı ilçeleri göstermektedir. AK Parti 870 ilçede MHP’den daha fazla oy almıştır.
• Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinin tüm ilçelerinde AK Parti MHP’den fazla oy almıştır.
• MHP’nin AK Parti’yi geride bıraktığı ilçeler ise Edirne, Manisa, Aydın, Mersin, Adana, Osmaniye şehirlerinde yoğunlaşmaktadır.

 

Dönemin İki Muhalifi: CHP ve MHP

• 2007 genel seçimlerinde CHP, MHP’den %7 daha fazla oy oranı elde etmişti. Aradaki farka rağmen her iki partinin birbirlerine karşı fazla oy aldığı ilçe sayısı birbirine oldukça yakın.
• CHP 490 ilçede MHP’den daha fazla oy alırken, MHP ise CHP’ye karşı 465 ilçede daha fazla oy elde etmiştir.
• Coğrafi olarak incelendiğinde ise İç Ege’de, Orta Anadolu’da, Çukurova bölgesinde ve Erzurum çevresinde MHP’nin CHP’den fazla oy aldığı görülmektedir.
• Diğer bölgelerde ise CHP’nin MHP’ye karşı üstünlüğü söz konusudur.

 

Haritalar ve analiz: Mert UZUNSOY

Türkiye’deki seçimler ve siyasi coğrafyada yaşanan değişimlere ilgi gösteren ve bu yönde araştırmalar sürdüren bir araştırmacıdır. 2020 yılında Trakya Üniversitesi Ekonometri bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Lisans eğitimi devam ederken Ordu, Adana, Edirne ve Ankara’da değişen seçim aritmetiği üzerine çalışmalar yaptı. Ocak 2021-Şubat 2022 tarihleri arasında Türkiye Raporu’nda genel ve yerel seçimler üzerine araştırmalar yaptı. Daraltılmış bölge, dar bölge seçim sisteminin Türkiye’de uygulanması durumunda ortaya çıkması muhtemel sonuçları çalıştı. Araştırmalarını seçimlerde yanlış oy kullanımı, seçim sistemleri, Türkiye’nin siyasi coğrafyası, seçmen davranışını etkileyen faktörler, tarımda yaşanan gelişmelerin seçimlere etkisi, göç hareketlerinin seçim coğrafyasına etkileri konularında sürdürmektedir. Mert UZUNSOY, Mart 2022’den beri TEPAV’da Araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Giriş yazısı ve yayına hazırlayan: Serenay SASA

Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünden mezun oldu. Değişim öğrencisi olarak bir yıl Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde (Sciences Po Paris) eğitim aldı.  2021 yılında Fransa’daki Aix-en-Provence Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde (Sciences Po Aix) karşılaştırmalı siyaset alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Sasa, Şubat 2022’den bu yana Türkiye Raporu’nda araştırmacı olarak görev yapmakta ve ODTÜ’de siyaset bilimi alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Araştırma ilgi alanları arasında Ortadoğu siyaseti, siyasal İslam, oy davranışı ve sosyal eşitsizlikler yer almaktadır.

Ayrıcalıklı Abonelik

Türkiye Raporu’na Abone olarak her ay Türkiye çapında 1500 kişi ile yapılan anket çalışmalarının sonuçlarına ulaşabilirsiniz. Tüm sonuçlar parti, yaş, çalışma ve eğitim kırılımlarıyla beraber raporda yer alır. Aşağıdaki farklı paketleri inceleyerek seçtiğinizi satın alın.

İlgili Gönderiler

ABONELİK PAKETLERİMİZİ İNCELEDİNİZ Mİ?

Size uygun paketi seçin, detaylı anket raporları düzenli olarak e-postanıza gelsin.

İNCELE

Önerilenler

Türkiye Raporu mobil uygulamasına abone ol, her ay Türkiye çapında 2000 kişiyle yapılan anket çalışmalarının detaylı sonuçları ayda iki kez cebine gelsin.

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formu doldurun

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için aşağıda kullanıcı adınızı ya da email adresinizi girin.