İzel Kocaman
Pandemi ile birlikte hayat tarzımız, alışkanlıklarımız büyük değişim gösterdi. Okullar uzaktan eğitime geçerken üretim, ulaşım, sağlık, güvenlik sektörleri dışında birçok iş yeri evden çalışma modeline geçti. Bu durum, hem psikolojik hem fizyolojik açıdan bireyler üzerinde çeşitli etkiler bıraktı. Uyku saatlerinin değişmesi beslenme düzenini değiştirdi, sokağa çıkma saatlerinin değişmesi de hareketliliği azalttı. Bu etkenlerin bir araya gelmesiyle birlikte var olan kaçınılmaz bir sağlık sorununda artış meydana geldi: obezite.
Obezite ve şişmanlık yalnızca ülkemizde değil, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Obezite; besinlerle alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise obeziteyi, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlıyor.
Obezite ölçümlerinde kullanılan vücut kitle endeksi; vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Vücut kitle indeksi (VKİ) sınıflandırmasına göre 18.5 ve altı düşük kilolu, 18.5 ile 24.9 arası normal kilolu, 25 ile 29.9 arası fazla kilolu, 30-40 arası obez, 40 ve üstü aşırı obez olarak kabul ediliyor. Ülkemizde 2019 itibariyle yetişkin obezite oranlarına baktığımızda kadınların yaklaşık %25’inin obez ve %30’unun obez öncesi (pre obez) olduğu görülüyor. Erkeklerin ise %17’si obez iken yaklaşık %40’ı obez öncesi sınıfında.
Dünya Sağlık Örgütüne göre 2016 yılında 18 yaş ve üzerindeki 1,9 milyar insan aşırı kilolu. 650 milyondan fazla insan ise obez. DSÖ Avrupa Bölge Ofisi, Avrupa Bölgesinde çocukların ve ergenlerin yaklaşık %20’sinin fazla kilolu olduğunu ve bunların üçte birinin obez olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin de yer aldığı OECD (İktisadi İşbirliği ve Geliştirme Teşkilatı) ülkelerine baktığımızda 15 yaş ve üzerindeki obez bireylerin oranı Portekiz’de %28,7, Belçika’da %18,6, Fransa’da ve Yunanistan’da %17. Ülkemizde ise bu oran %28,8. Yetişkinlerde obezite oranının en yüksek olduğu ülke %40 ile Amerika Birleşik Devletleri iken Türkiye listede 6. sırada yer alıyor.
Türkiye Raporu olarak Aralık 2020’de toplumun “sağlık” algısı ile ilgili yaptığımız araştırmaya göre sağlıklı olmak denilince toplumun %63 ile çoğunluğunun aklına “fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamda iyi hissetmek” geliyor. Obezite ise hem ruhsal hem de fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkiliyor.
Kaynaklar:
TÜİK, Türkiye Sağlık Araştırması, 2019, erişim: 10.04.2022
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Turkiye-Saglik-Arastirmasi-2019-33661
T.C. Sağlık Bakanlığı, Obezite Nedir?, erişim: 10.04.2022
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/obezite/obezite-nedir.html
OECD, Obesity update, 2017 erişim: 10.04.2022
https://www.oecd.org/health/obesity-update.htm
WHO (World Health Organization), Obesity and Overweight, erişim: 10.04.2022
https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/obesity-and-overweight
T.C Sağlık Bakanlığı, Dünyada Obezitenin Görülme Sıklığı, erişim: 10.04.2022
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/obezite/dunyada-obezitenin-gorulme-sikligi.html