Share on facebook
Share on twitter
Share on email
Share on whatsapp

Merkez Nerede? Macaristan Seçimlerinin Gösterdikleri

Azem B. Yıldırım

Siyasetten bahsederken sıkça kullanılan sağ ve sol kavramları, bir yerlerde ortanın veya merkezin bulunduğunu ima eder. Şahıslar ve oluşumlar ‘ortanın’ solunda veya ‘aşırı’ sağda olabilirler. Oyunu artırmak isteyen partiler ‘merkeze’ doğru hareket edebilir. Oy kaybı tehlikesi yaşayanlar ise destekçilerini bir ‘kutba’ çekmeye çalışabilir. Sağ ve solun ne olduğu, seçmen tercihlerinin siyasal eksende nerelere tekabül ettiği uzun uzadıya tartışılabilir ancak bu kavramlar tercih ile olduğu kadar kimlikle de alakalıdır. Sınıf, kültür gibi değişkenlerin belirlediği kimlik, sağ-sol ekseninde bir noktaya indirgenerek seçmen için oy kararını kolaylaştırır. Bu, partiler için de avantajlı bir durumdur. Politika önerilerini mantık çerçevesinde anlatmak ve seçmeni ikna etmeye çalışmak yerine kimliksel sinyallemeler aracılığıyla çok daha az efor harcanarak seçmene partinin ‘onlardan’ olduğu hissettirilebilir. Bu bağlamda somut politika önerilerinin partinin sağ-sol eksenindeki pozisyonu üzerinde yalnızca kısıtlı etkiler yarattığı söylenebilir. Partinin siyasal eksende kapladığı alanın sınırlarını çizen ise kimliktir.

Dolayısıyla merkez, partilerin kimliksel sınırlarına yakın olan, bu sınırların içinde veya dışında kalabilen bir nokta olarak düşünülebilir. Rakibinin fazla radikal olduğunu yani merkez noktasının rakip partinin sınırlarının dışında kaldığını düşünen bir parti, orta yolcu politikalar benimseyip merkezi kaplamaya çalışabilir. Unutulmaması gereken nokta ise siyasal eksenin zaman ve ülkeye göre değişiklik gösterdiğidir; sağ-sol ekseni sabit bir çizgi değildir. Hayal edilen sağ-sol dağılımı (dolayısıyla hayal edilen merkez) eğer gerçekten önemli ölçüde farklıysa partinin siyasal evrimi hüsranla sonuçlanabilir. Bu dağılımın tahmininin isabetliliği ise siyasetçilerin tercih ve özellikle kimliğe dayalı kırılımları doğru yorumlayabilmelerine dayanır. Bu konudaki başarısızlık, Macaristan’daki muhalefet ittifakının seçimleri ciddi bir farkla kaybetmesinin sebeplerinden biriydi

Türkiye’deki politik durum Macaristan ile paralellikler gösterdiğinden 3 Nisan’daki seçim üzerine genellikle aday, kampanya ve Ukrayna’daki savaşın seçmen tercihlerine etkilerini ele alan analizler yapıldı. Kampanya dönemini etkileyen faktörler doğal olarak sonuçlar üzerinde belirleyici olmuştur ancak gözden kaçırılmaması gereken daha uzun dönemli bir olgu ise yukarıda bahsedilen siyasal eksende yanlış konumlanmadır.

2022’de sonuçlarının görüldüğü bu durumu anlamak için 12 yıl öncesine yani Orbán’ın ikinci kez başbakanlığa seçildiği 2010 seçimlerine dönmek gerekir. Mevzubahis seçimlerin sonucunda 2002’den beri iktidarda olan Macar Sosyalist Partisi önceki seçime göre %24 oy kaybetmiş ve Orbán’ın Fidesz partisinin bugüne kadar devam eden iktidarı %53’lük bir oy oranı ile tekrar başlamıştı. Bu sonuçta etkili olan faktörler 2008 ekonomik krizi ve özellikle Sosyalist Parti lideri Ferenc Gyurcsány’nin 2006’da seçimleri kazandıktan hemen sonra yaptığı, partisinin halka yalan söylediğini itiraf ettiği küfürlü bir konuşmanın basına sızması ve ardından başlayan protestolar olmuştu. 2006’da %43 oy oranına ulaşmış sosyalistler o zamandan beri %26’yı aşamamışlardır. 

Bu yazının öznesi ve 2010 seçiminin bir diğer kazananı ise 2006’da %2 olan oyunu %16’ya çıkararak üçüncü en büyük parti haline gelen Jobbik’dir. Aşırı sağcı, AB karşıtı, neo-nazi hatta Turancı olarak görülen Jobbik, seçimin ardından kendini bir anda ana akım siyasetin ortasında bulmuştur. Parti, bir sonraki seçimlerden itibaren ‘halk partisi’ne dönüşme iddiasıyla bir merkezleşme sürecine girmiş ve 2018’de sosyalistlerin başarısız performansı nedeniyle %19’luk oy oranıyla ana muhalefet partisi olmuştur. 2018, Jobbik için bir anlamda karar anı niteliğindeydi. İkinci en büyük parti olmuş olsa da Fidesz’i alt edememenin ötesinde bir önceki seçime göre oy kaybı yaşamıştı. Bunun sonucunda merkezleşme sürecinin öncülüğünü yapan Gabor Vona parti başkanlığından istifa etmiş ancak ılımlı kanat partideki baskınlığını sürdürmüştü. Parti başkanlığı seçimlerinde %46 oy alan radikal László Toroczkai ise Jobbik’den ayrılarak Mi Hazánk adında göçmen karşıtı, Macar milliyetçisi yeni bir aşırı sağ parti kurmuştur.

2018’deki liderlik yarışından sonra Jobbik’in Hristiyan Demokrat, AB yanlısı kimliği özellikle Orbán’ın artan otoriter eğilimleri ve AB şüpheciliğinin etkisiyle yerleşik bir nitelik kazanmış ve parti kendini Orbán’a alternatif daha makul bir sağ parti olarak lanse etmeye başlamıştır. Ancak bu değişimin negatif sonuçları 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Jobbik’in 2014’de ulaştığı %14,67’lik oy oranının %6,34’e düşmesiyle belirginlik kazanmıştır. Güç kaybeden parti 2019 yerel seçimlerinde sosyalistler ve diğer sol partiler ile ittifak yapmış ve bunun sonucunda muhalefet ittifakı önceki yerel seçimlere göre oy kazanmıştır. Bu ittifakın başarısı 2022 genel seçimlerindeki altılı muhalefet ittifakının da temelini oluşturmuştur. Önceden radikal sağ siyasetin dominant partisi olan Jobbik, 2020’nin sonunda sosyalistler, liberaller ve yeşiller ile beraber Orbán karşıtlığı ve AB yanlılığı üzerinden şekillenmiş bir ittifakın içindeki merkez sağ partner olmuştur. Bu ittifakın içinde Ferenc Gyurcsány’nin sonradan kurduğu sol-liberal partinin de bulunduğu not düşülmelidir.

Ortak liste ile girilen 2022 seçimlerinde muhalefet ittifakı mensubu partiler toplamda %12 oy kaybetmiş ve Jobbik’in sandalye sayısı 2018’de elde ettiği 26’dan 10’a gerilemiştir. Seçimin hemen ardından parti lideri Péter Jakab, yenilginin temel sebebi olarak ittifakın başbakan adayı olan ve ön seçimlerde de eleştirdiği Péter Márki-Zay’ı göstermiştir. İktidardaki Fidesz-KDNP ittifakı yalnızca meclisteki üçte ikilik çoğunluğunu korumamış, aynı zamanda önceden muhalefete oy vermiş seçmenin de bir kısmını kendi tarafına çekmiştir. Jobbik’den ayrılan aşırıcıların kurduğu Mi Hazánk ise beklentilerin üzerinde bir performans göstererek %5’lik barajı aşmış ve mecliste 6 sandalye elde etmiştir.

Jobbik’in öyküsünü kısaca özetlemek gerekirse: Önceden radikal milliyetçi olan ve beklenenden yüksek bir popülerliğe ulaşan parti daha fazla seçmene hitap edebilmek adına merkez sağ politikalara geçiş yapmıştır. Bunun yanında, halkın en azından bir bölümünün 2006’daki skandal nedeniyle asla oy vermem dediği bir figürün partisinin de dahil olduğu kendinden daha sol beş parti ile otoriter bir lideri devirmek için ittifak yapmış ve hezimete uğramıştır. Öyle ki, muhalefet liderlerinin seçimin ardından yaptığı açıklamalara göre mağlubiyetin asıl sebebi Jobbik’in yaşadığı oy kaybı olarak görülmektedir. Başbakan adayı Márki-Zay sol seçmenin muhalefete oy verdiğini ama Jobbik’in sağ seçmenin desteğini çekemediğini savunmuştur. Bazı analistler Jobbik seçmeninin bir bölümünün muhalefete oy verdiğini ancak üçte ikisinin Fidesz veya Mi Hazánk’ı tercih ettiğini ya da oy vermediğini belirtmiştir. Özellikle Mi Hazánk’ın Jobbik’in eskiden güçlü olduğu seçim bölgelerindeki başarısı bu yöndeki iddiayı güçlendirmektedir. Jobbik’in aynı zamanda kampanya sürecinde arka planda kaldığı ve Márki-Zay’ı yeterince desteklemediği ifade edilmiştir. Bunun yanında başbakan adayının seçim kampanyasını farazi bir ‘hayal kırıklığına uğramış Fidesz seçmeni’ kitlesine odaklanması da eleştirilen başka bir meseledir. Bir tarafın başbakan adayını, diğer tarafın Jobbik’i sorumlu tuttuğu düşünüldüğünde gerçeğin bu ikisinin arasında bir yerlerde olduğu söylenebilir.

Kampanya sürecinin yanlış yönetilmesi, ortak liste sistemi gibi etkenlerin yanında en başta belirtildiği gibi yanlış konumlanmanın Jobbik için ciddi maliyetleri olmuştur. Seçim sonucunun ötesinde bunu destekleyen iki olgu daha incelenebilir: Fidesz-KDNP ittifakının yıllar içinde gittikçe sağa kayması ve Mi Hazánk’ın beklenmeyen başarısı. Bunlara detaylı eğilmeden önce Macar toplumunun politik dağılımı hakkında şu tabloyu akılda tutmak faydalı olacaktır:

2010 sonrası için veri olmasa ve bu tür basitleştirilmiş tablolar genelde gerçeği tam yansıtmasa da Macar seçmeninin sağa kayışı net bir şekilde görülmektedir. Orbán hükümetinin 2010’dan itibaren daha radikal sağ politikalar benimsemesi de bu durumun devam ettiğini gösteriyor. Jobbik’in 2010’dan itibaren merkez olduğunu düşündüğü pozisyona kayması aynı zamanda Orbán’ın Jobbik’in tekelinde bulunan aşırı sağ bölgeyi ele geçirmesinden kaynaklanmaktadır. Orbán, eski merkezin sağa kaydığını algılamış ve göçmen karşıtı, liberal düzene karşı soğuk ve milliyetçi bir kimlik benimseyerek çoğunluğunu korumuştur. 2022 kampanyası döneminde Fidesz’in Mi Hazánk’ın sınır çiti gibi bazı politika önerilerini kendinin hayata geçirmesi daha da sağda olan bu partiyi dahi potansiyel bir tehdit olarak gördüğünü göstermektedir. 

Macar siyasilerin ve yorumcuların analizlerine kısaca göz gezdirildiğinde 2006’daki skandalın öznesi olan Gyurcsány’ye çarpıcı bir antipati duyulduğu hissediliyor. Jobbik’in eski lideri Gabor Vona yenilginin ardından mevcut lider Péter Jakab’ın Gyurcsány ile ittifaka girmesinin partiyi amaçsız bir hale getirdiğini söylemiş ve Jakab’ın Gyurcsány’nin partisine geçmesini talep eden iğneleyici bir açıklama yapmıştır. Márki-Zay ise yenilginin temel sebepleri olarak doğrudan Ukrayna Savaşı’nı ve Gyurcsány nedeniyle kaybedilen sağ oyları göstermiştir. Mi Hazánk lideri Toroczkai ise kontrollü muhalefet oldukları suçlamasının absürtlüğünü vurgularken Gyurcsány ile ittifak yapmayanların Orbán’dan maaş aldığı gibi bir algı yaratıldığını belirtmiştir. Dolayısıyla, Orbán’a olan asıl tehdidin Gyurcsány ve onunla özdeşleşmiş sol kanattan değil sağ, hatta radikal sağdan kaynaklandığı şeklinde yorumlar yapılmıştır. Bu seçmen grubunu teslim etmesi gereken Jobbik ise pasif kalarak ve fazla ılımlı hale gelerek kendi seçmenini diğer partilere kaptırmıştır. Jobbik’in muhalefet ittifakına dahil olmasıyla son haline ulaşan ‘halk partileşme’ süreci ise diğer muhalefet partileri için sağ seçmenin ılımlılaştığı ve AB yanlısı, demokrat kampa mensup bir sağ seçmen kitlesinin var olduğu şeklinde bir illüzyon oluşturmuştur.  Kazananlar ise matematiksel olarak doğru bir hamle yapıp popülist sağa geçiş yapan Orbán ve Jobbik’in aşırı sağda boş bıraktığı alanı kaplayan Mi Hazánk olmuştur.

Mi Hazánk’ın başarısı özellikle incelenmesi gereken bir konudur. Parti, aşı karşıtlığından azınlık düşmanlığına ve Macar yayılmacılığına kadar aşırı sağ politikalar benimsemiştir. Buna rağmen kendini modern bir 21. yüzyıl partisi olarak tanımlamayan partinin en genç ikinci seçmen tabanına sahip olduğu tahmin ediliyor. Başkanlık divanı otuzlu yaşlarındaki siyasetçilerden oluşan Mi Hazánk’ın meclise yollayacağı 6 milletvekilinin yaş ortalaması ise 41. Ana akım medyada yer bulamayan ve Facebook sayfası kapatılan partinin sözcüsü ise partinin 21. yüzyılın sorunlarına yeni çözümler getirdiğini beyan ederek partinin dinamizmine dikkat çekmiştir. Bu doğrultuda mevcut detaylı araştırma olmamasına rağmen Mi Hazánk’ın Jobbik’den aldığı oyların ciddi bir bölümünün genç seçmenden geldiği sonucu çıkarılabilir. Geleneksel olarak gençler arasında popüler olan Jobbik’in halk partileşme sürecinde sağ gençliğin desteğini kaybettiğine yönelik bulgular mevcut. Yine de 2019 sonunda yapılan bir araştırmada Jobbik’in, Fidesz ve liberal Momentum Hareketinden sonra gençler arasındaki en popüler üçüncü parti olduğu belirlenmiştir (sosyalistler ve Gyurcsány’nin yeni partisi gençler arasında %5’e dahi ulaşamıyor). Fidesz’in en yaşlı seçmen grubuna sahip olduğu da düşünüldüğünde Toroczkai’nin Mi Hazánk’ın genç seçmenlerin desteklediği bir parti olma iddiası gerçekçi görünüyor. 

Ayrıca bir not olarak, Mi Hazánk yetkililerinin konuşmalarında altılı ittifakı oluşturan muhalefetten ‘histerik’ yani her şeye karşı olan muhalefet olarak bahsetmeleri ve Jobbik de dahil olmak üzere hepsini ‘balliberal’ yani argo bir tonla sol-liberal olarak tanımlamaları aşırı sağdan bakıldığında ittifakın nerede görüldüğü hakkında bir fikir verebilir.

Jobbik’in tehlike sinyallerine rağmen ısrarla ‘merkezleşme’, daha doğrusu evrilen Macar sağ-sol eksenine göre sola kayma sürecini neden devam ettirdiği Macaristan uzmanlarının cevaplaması gereken bir soru. Ancak en azından 2022 seçimleri özelinde ittifakın uyumlu görünmesi için belirli bir ılımlılık gerektiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Günün sonunda ittifaktaki sol ve liberal partilerle aynı eksende hareket etmek durumunda kalan Jobbik hem kendine hem de ittifaka ciddi zarar vermiş ve hayal edilen merkeze ulaştığında bu bölgenin tahmin edilenden daha boş olduğunun farkına sandalyelerinin yarısından fazlasını kaybederek varmıştır.

Türkiye bağlamı ile benzerlik işte bu noktada ortaya çıkıyor. Bu tartışmaya girmeden önce yukarıda Macaristan için olan tablonun Türkiye için olan halini akılda tutmak faydalı olacaktır:

Uçlardaki yoğunlaşma bir noktaya kadar kutuplaşmanın ve dolayısıyla sağ-sol algısının ‘ya sağ ya sol’ tarzında ikili bir yapıya dönüşmesinin sonucu olabilir. Yine de bu merkezdeki erime ve sağdaki artışın doğruluğunu gölgelemiyor. Orbán örneğinde olduğu gibi Erdoğan da bu evrime tepkisel bir cevap vermiş ve MHP ve BBP ile yapılan ittifak gibi önlemlerle sağa kayan merkez seçmenin kendi bloğunda kalması için çabalamıştır. Dini muhafazakârlığın yanına milliyetçi kimlik de eklenerek sağda en geniş alanın kaplanması hedeflenmiştir. Kendinden solda bulunan partilerin önerilerini yok sayan iktidar, ilginç bir şekilde, aşırı sağdan gelen göçmen karşıtı fikirleri en azından söylemsel olarak benimseme yönünde sinyaller vermekte. Orbán’ın yaptığı ölçüde olmasa da daha sağdan gelen önerileri kendi söylemine katması, AK Parti’nin potansiyel tehlikeyi bu yönde gördüğü hakkında bir işaret olarak algılanabilir.

Türkiye’deki Millet İttifakı’nın yapısı ve izlediği yol ise Macaristan’daki muhalefet ittifakı ile benzerlikler taşıyor. Öncelikle, ittifakın asli partneri tarihsel olarak tek başına çoğunluğa ulaşamayan bir sol parti. Gyurcsány boyutunda olmasa bile Kılıçdaroğlu’nun da sağ kimliğe sahip seçmende negatif bir imaja sahip olduğu söylenebilir. Türkiye Raporu Nisan 2022 Vol I’den de görüleceği üzere Erdoğan’ın başarı puanı düşse de bunun Kılıçdaroğlu’nun başarı puanına pozitif bir etkisi olduğu görülmüyor. Bunun ötesinde, nasıl ki Macaristan’da sol partilerin muhalefet ittifakı içerisindeki ağırlığından dolayı ittifak çoğunluk tarafından ‘sol-liberal’ olarak algılandıysa, Türkiye Raporu’nun “Partiler Sağ-Sol Ekseninin Neresinde?” bölümünde de anlatıldığı üzere Millet İttifakı’nın siyasi pozisyonu da benzer bir şekilde algılanmaktadır.

Bu durum Jobbik ve İYİ Parti arasındaki paralelliği anlamak için iyi bir başlangıç noktası. Jobbik gibi İYİ Parti’nin kökleri de radikal milliyetçiliğe dayanıyor. Yine benzer bir şekilde, meclise girdiğinden beri İYİ Parti AK Parti’ye göre daha makul bir sağ alternatif olma iddiasıyla bir merkezleşme sürecinden geçmekte. Türkiye Raporu’nun anketlerine göre İYİ Parti 2018’de kazandığı %10’luk oyunu %10-%15 arasında bir orana yükseltmeyi başarmıştır. Bu ilk bakışta merkezleşme hamlesinin başarılı olduğu fikrini verse de sağ siyasette hâkim konumda olan Cumhur İttifakı’ndan ciddi oy kaymaları yaşanmamış olması İYİ Parti’nin sağ alternatif olma hedefinin başarıya ulaşmadığına işaret ediyor. Dahası, “Partiler Sağ-Sol Ekseninin Neresinde?” yazısından da görülebileceği üzere İYİ Parti, seçmenin yalnızca %33’ü tarafından ‘merkez sağ’ veya ‘muhafazakâr sağ’ olarak algılanıyor. Türkiye Raporu’nun araştırmasında yer alan diğer iki sağ parti olan AK Parti ve MHP seçmeninin ise sırasıyla yalnızca %20’si ve %32’sinin İYİ Parti’yi sağda gördüğü göze çarpıyor. Bu algının temel sebebinin Cumhur İttifakı seçmeninin muhalefeti genel olarak sol olarak kabul etmesi olduğu söylenebilir. Yine de bu seçmen grubunun kimliksel veya raporda belirtildiği gibi ‘kültürel’ sağa mensup olması, İYİ Parti’nin göreceli olarak solda olmasının partinin bu kesim tarafından ‘öteki’ olarak görüldüğüne işaret ediyor. Muhalefette yer alan ancak görünürlüğü daha az olan Demokrat, DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi ise aynı seçmen grubu tarafından İYİ Parti’den daha sağda algılanmakta.

İyi Parti’nin merkezleşmesinin CHP’nin de benzer bir yol izlemesi sebebiyle ittifak içinde uyumu artıracağı ve dolayısıyla faydalı olacağı düşünülebilir. Ancak CHP, solunda aynı oylara talip bir alternatifin bulunmaması sebebiyle bunu daha az siyasi maliyetle başarabilirken İYİ Parti için bu hamlenin riskleri çok daha büyük. Tıpkı Mi Hazánk’ın Jobbik’den ayrılıp radikal sağa mensup ve çoğunluğu genç olan seçmenin oylarını çekmesi gibi İYİ Parti’den ayrılan Zafer Partisi de benzer bir strateji güdebilir. Kullanıcıların çoğunu gençlerin oluşturduğu sosyal medya platformlarında sıkı bir kampanya yürüten Zafer Partisi, Nisan 2022 Türkiye Raporu’nda %0,5 oyla seçmen tercihleri arasında ilk defa görünür oldu. Yine Zafer Partisi’nin sıklıkla gündeme getirdiği göçmen karşıtı söylem yukarıda da belirtildiği gibi iktidar tarafından yumuşatılarak da olsa hızla sahiplenildi. İstanbul Ekonomi Araştırma’nın “Türkiye’nin Geleceğine Genç Bakış” araştırmasına göre, %33’ü kararsız veya oy kullanmama eğiliminde olan gençlerin %75’inin Suriyeli göçmenlerin topluma olumlu katkıda bulunmadığını düşünmesi Zafer Partisi’nin söylemini ve iktidarın bu hamlesini anlamak için yeterli olacaktır.

Kısaca, İYİ Parti’nin merkeze doğru hareketi, Millet İttifakı’nın siyasi yelpazenin merkez sağın ardındaki bölgeyi boş bırakmasına sebep olmakta. Bu alana tekabül eden politika pozisyonları ve kimliksel söylemler hem iktidar hem de Millet İttifakı dışında kalan sağ muhalefet tarafından sahiplenilebilir. Toplumun, özellikle de genç seçmenin, tahmin edilenden daha sağda konumlanmış olması durumunda merkeze kayan İYİ Parti bu bölgeyi düşündüğünden daha seyrek nüfuslu bulabilir ve Jobbik örneğine benzer bir şekilde potansiyelinin altında bir sonuçla karşılaşabilir.

 

Kaynaklar:

Türkiye Raporu. ‘Rapor 59 | Nisan 2022 Vol. I’

İstanbul Ekonomi Araştırma. ‘Türkiye’nin Geleceğine Genç Bakış’

Toth, Csaba. ‘Liberals Were Never Prepared to Beat Orban’. UnHerd, https://unherd.com/thepost/liberals-were-never-prepared-to-beat-orban/. Accessed 20 Apr. 2022.

A Jobbik Szavazói Hiányozhattak Leginkább Az Ellenzéki Együttműködés Mögül. https://politicalcapital.hu/hirek.php?article_id=2989. Accessed 20 Apr. 2022.

Vass, Abraham. ‘After Low-Key Campaigning and Shocking Defeat, Is Jobbik in Trouble?’ Hungary Today, 7 Apr. 2022, https://hungarytoday.hu/jobbik-right-opposition-election-campaign-defeat-jakab-trouble/.

Dunai, Marton, and Ben Hall. ‘Crushing Victory Gives Viktor Orban Scope to Tighten Grip on Hungary’. Financial Times, 5 Apr. 2022, https://www.ft.com/content/406ed00d-203f-4081-9e8b-a63280b0d7da.

Vass, Abraham. ‘Mi Hazánk: Far-Right Underdog Shocked Everyone, but What Comes Next?’ Hungary Today, 4 Apr. 2022, https://hungarytoday.hu/mi-hazank-our-homeland-toroczkai-far-right-radical-fidesz-election/.

Koroknai, Gergely. ‘Így Lett a Mi Hazánk a Harmadik Parlamenti Erő’. Telex, 4 Apr. 2022, https://telex.hu/valasztas-2022/2022/04/04/mi-hazank-eredmeny-valasztas-parlament.

Dougall, David Mac. ‘Key Takeaways as Viktor Orbán Wins Fourth Consecutive Term’. Euronews, 3 Apr. 2022, https://www.euronews.com/2022/04/03/hungary-election-live-voting-closes-as-viktor-orban-seeks-fifth-term-in-office.

Çarkoğlu, Ali. ‘Türkiye’de sol-sağ cetveli ve oy tercihleri’. Yetkin Report | Siyaset, Ekonomi Haber-Analiz, Yorum, 22 Sept. 2020, https://yetkinreport.com/2020/09/22/turkiyede-sol-sag-cetveli-ve-oy-tercihleri/.

Bugaj, Mirka. (2014). Collective beliefs in Hungary and their impacts on the attributed role of government. 10.13140/RG.2.2.12352.94721.

‘Deputy Leader of Mi Hazánk: Party Doesn’t Want to Be “Visceral Opposition”’. Hungary Today, 6 Apr. 2022, https://hungarytoday.hu/deputy-leader-mi-hazank-visceral-opposition/.

‘Márki-Zay Péter: A Baloldali Szavazók Megvoltak Dekára, a Jobbikosok Kétharmada Elveszett’. Telex, 4 Apr. 2022, https://telex.hu/valasztas-2022/2022/04/04/valasztas-2022-marki-zay-peter-ellenzek-fidesz.

András, Ch Gáll. Toroczkai László Elárulta, Mi Volt a Mi Hazánk Sikerének Titka. 6 Apr. 2022, https://index.hu/belfold/2022/04/06/toroczkai-laszlo-mi-hazank-mozgalom-valasztasok-interju/.

Illés, Szurovecz. ‘Az Egyetemisták Nyitnak a Demokráciára, És Nem Vevők a Kormánypropagandára’. 444, 14 Nov. 2019, https://444.hu/2019/11/14/az-egyetemistak-nyitnak-a-demokraciara-es-nem-vevok-a-kormanypropagandara.

 

Ayrıcalıklı Abonelik

Anket verisi ulaşılmaz olmak zorunda değil. Ayda 15 TL vererek hem TürkiyeRaporu.com araştırmalarına destek olabilir hem de her ay Türkiye çapında 2 anketin detaylı sonuçlarına ulaşabilirsin. Daha fazla bilgi edinmek için tıkla.

İlgili Gönderiler

Önerilenler

Haber bültenine kayıt olmayı unutmayın

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formu doldurun

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için aşağıda kullanıcı adınızı ya da email adresinizi girin.