Türkiye bir müddettir Ankara’da yeni seçim kanunu çalışmaları olduğunu konuşuyor. Taslak yasa henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olsa da dar veya daraltılmış bölge ile farklı baraj senaryolarının konuşulduğu biliniyor.
Demokratik sistemlerde halkın temsilcilerine yetki verilmesi seçimler yöntemiyle geçekleşiyor. Türkiye’de milletvekilliği genel seçimleri 5 yıl arayla Cumhurbaşkanlığı seçimiyle beraber yapılıyor. Seçimlerde 600 üye seçiliyor ve bu seçimlerde nispi temsil sistemi uygulanıyor. Seçim kanununda nispi temsilin d’hondt yöntemi benimsenmiştir. D’Hondt sistemi, Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D’Hondt tarafından 1878’de tasarlanmış nispi temsil sistemidir. Bu sistemin kendine özgü bir hesaplama yöntemi bulunuyor. Belirlenen seçim çevresinde en fazla oyu alan partinin ya da bağımsız adayın oyları o seçim bölgesinin milletvekili sayısına ulaşılıncaya kadar bölünüyor. Bir örnekle açıklayalım.
Edirne’de CHP 125.000 oya sahip ve birinci parti konumunda. İlk milletvekilini CHP kazanıyor. İkinci milletvekilini belirlerken CHP’nin aldığı oy sayısı ikiye bölünüyor. İkinci milletvekilliğini ise 78.000 oy alan AKP kazanıyor. Üçüncü milletvekilliğinde 125.000 sayısını 3’e bölüyoruz ve üçüncü milletvekilliği de İYİ Parti’ye gidiyor. Dördüncü ve son milletvekilliği için 125.000/4 oranını hesapladığımızda son milletvekili de CHP’nin oluyor.
Bir siyasi partinin mecliste yer alabilmesi için %10 oranında oy oranına ulaşması ya da seçim barajının üzerinde oy alan bir parti ile resmi ittifak yapması gerekiyor. Türkiye’de 87 ayrı seçim bölgesi bulunuyor ve bu seçim bölgelerinde temsil edilecek milletvekili sayıları nüfus büyüklüğüne göre hesaplanıyor. Bölgelere göre milletvekillerinin seçilebilmesi için ulaşılması gereken oy oranı farklılık göstermektedir. Mesela Sivas’ta bir milletvekilinin seçilmesi için ulaşması gereken oy oranı %15,14 iken Diyarbakır’da bu oran %7,27’dir.Bu oranın oluşmasında diğer partilerin oy oranları, partiler arası ittifaklar, nüfus büyüklüğü, bölgenin milletvekili sayısı gibi parametreler etkili olmaktadır. Bahsettiğimiz parametrelerin bazılarında değişiklikler yaparak aynı oy oranları ile mecliste temsil sayıları daha farklı çıkarabilir. Örneğin; seçim barajını yükselterek büyük partilere avantaj sağlanabilir ya da seçim çevrelerini genişleterek görece daha küçük partilerin şansı artırılabilir. Seçmen iradesinin tam anlamıyla mecliste temsil edilebilmesinde seçim sisteminin ve seçim bölgelerinin belirlenmesi konusunun çok önemli iki unsurdur. Seçim kanunlarının temelde iki tane amacı vardır: 1. Temsilde adalet,2. Yönetimde istikrar. Yukarıda bahsettiğim parametreler bu iki hedef arasındaki dengeyi tutturmayı hedeflemelidir.
Seçim kanununda yapılacak muhtemel bir değişiklikte daraltılmış bölge seçim sistemi ihtimaller arasında en öne çıkan seçenek olarak duruyor.
Peki daraltılmış bölge seçim sistemi nedir?
Daraltılmış bölge seçim sistemi seçim çevrelerinin 5-7 milletvekili çıkarılabilecek şekilde nüfusa göre düzenlenmesi şeklinde uygulanan bir seçim sistemidir. YSK 5 Nisan 2013 tarihinde daraltılmış bölge sisteminde bölgelerin ve illerin milletvekili sayılarının belirlenmesi ile ilgili yaptığı açıklamada şöyle söylüyor;
- İncelenen il için seçim çevresi sayısı bulunur.
- i) YSK, 5 Nisan 2013 kararına (Karar No. 110) göre 5 ve 5’ten az milletvekili çıkaran illerin seçim çevresi büyüklüğü YSK’nın belirtildiği şekilde alınır. Örneğin Adıyaman (5), Amasya(3) vb.
- ii) YSK 5 Nisan 2013 kararına göre 6 ve daha fazla milletvekili çıkaran iller için aşağıdaki yöntemle seçim çevresi belirlenir. İlin toplam milletvekili sayısı 5’e bölünür. Bölme işlemi kalansız yapılmış ise bölümden elde edilen sayı, bölme işleminde kalan var ise bölüm sonucundan elde edilen sayı bir üst tamsayıya tamamlanarak elde edilen sayı seçim çevresi olarak belirlenir. Buna göre örneğin Ankara için 32/5 = 6.4 olduğundan Ankara için 7 seçim çevresi belirlenmelidir.
- Her bir seçim bölgesinde Milletvekili başına düşen seçmen sayısı birbirine yakın olmalıdır.
Dolayısıyla seçim çevreleri farklı sayıda milletvekili çıkarsalar dahi her bir seçim bölgesinde “Milletvekili başına düşen seçmen sayısı” birbirine mümkün olduğunca yakınsamalıdır. Örneğin Ankara için her bir seçim bölgesinde Milletvekili başına düşen seçmen sayısı Toplam Kayıtlı Seçmen Sayısı / 32 MV = 106,554 olmalıdır.
- Bir ilde her bir seçim çevresinin büyüklüğü (görece büyük seçim bölgelerinde) hem 5’e, hem de birbirlerine mümkün olduğunca yakın seçilmelidir. Yani Ankara’da toplam 32 MV için 5-5-5-5-5-4-3 ya da 5-5-5-5-4-4-4 gibi dağılımlar seçilmeli ki standart sapma küçük olsun.
- Seçim çevresinde yer alan ilçelerin nüfus ve coğrafi yakınlığı mümkün olduğunca sağlanmalı ve ilçelerin mülki bütünlükleri mümkün olduğunca bozulmamalıdır (YSK Nisan 2013, Karar No.110)
TBMM’nin 600 üyesi bulunuyor ve buna göre bölgeleri 5 milletvekili ile düzenlersek 120,6 milletvekili ile düzenlendiği takdirde 100 bölge oluşturulmuş olur. Daraltılmış bölge sisteminde genel ülke barajı olmasa dahi bölgelerin içerisinde partilerin oy oranına göre bir baraj oluşacağı için küçük partilerin milletvekili çıkarma olanakları oldukça azalacaktır. Daraltılmış bölge sistemi büyük partileri (ör: AKP) ve bölgesel olarak çok güçlü(ör: HDP) partilere avantaj sağlamaktadır. Daraltılmış bölge sistemi özü itibariyle çoğulcu değil çoğunlukçu bir sistemdir. Bu sistemde temsilde adaletten çok yönetimde istikrar ilkesi ön plana çıkmaktadır. Daraltılmış bölge sisteminin bir diğer özelliği ise milletvekili adaylarının aday olma süreçlerinde parti liderlerinin veya genel merkezlerin onaylarından ziyade bölge halkının görüşlerini ve takdirini göz önünde bulundurmalarını sağlayabilir. Böylece hem halkın milletvekillerinin belirlenme sürecindeki ağırlığı artmış olur hem de siyasetçi ile seçmen arasındaki mesafe kapanmış olur. Siyasi partiler bu sistemde kendi açılarından ‘’garanti’’ olarak gördükleri bölgeler için dahi aday belirlerken daha kapsayıcı ve titiz çalışmalar yürütmelidir.
Daraltılmış bölge sisteminde en çetrefilli konu ise seçim bölgelerinin kim tarafından hangi yöntemle belirlenecek olması. Bölgelerin belirlenmesinde gerrymandering yöntemine başvurulması seçim sisteminin güvenilirliğini zedeleyecektir. “Gerrymandering”, seçim bölgesinin sınırlarını değiştirerek seçim sonuçlarını etkileme işlemine verilen isim. Elbridge Gerry,Amerika’da kendi partisinin seçimi kazanabilmesi için Massachusetts eyaletindeki bir seçim bölgesinin sınırlarını değiştiriyor ve o günden bu yana bu tarz siyasi kurnazlıklar ‘’Gerrymandering’’ olarak adlandırılıyor. Daraltılmış bölge ve dar bölge seçim sistemleri iktidarların bu gibi siyasi hamlelerine alan açan seçim sistemleridir. Türkiye’de bu gibi hamleler 2014 yerel seçiminden önce birkaç bölgede ilçe düzeyinde yapıldı.9 Kasım 2012 tarihinde Ankara’nın Yenimahalle ilçesine bağlı olan Çayyolu, Ahmet Taner Kışlalı, Ümit, Koru, Konutkent, Yaşamkent, Alacaatlı ve Dodurga Mahalleleri Çankaya ilçesine bağlanmıştı. Bu bölünmede gözümüze çarpan bir detay bulunuyor. Bölünmeden önce yapılan son seçimde bu 8 mahallenin seçim sonuçlarını incelediğimizde CHP’nin %68,96,AKP’nin %14,04 oy oranına sahip olduğunu görülmekte. Mahallerin taşındığı Çankaya ilçesinin de seçim sonuçlarına bakıldığında CHP’nin net üstünlüğü ortaya çıkıyor. Buradaki uygulama bize net bir şekilde gösteriyor ki ‘’gerrymandering’’yöntemi daha önceki yıllarda lokal olarak uygulanmış Türkiye’de.
Bu çalışmada daraltılmış bölge sistemiyle ilgili İstanbul üzerinden mahallelerin ve ilçelerin birleştirilmesiyle 4 tane senaryo ortaya koyuldu. Bu çalışmada İstanbul’da bölgelerin belirlenmesinin seçim sonuçları üzerinde ne kadar etkili olduğu ortaya konulmak isteniyor.
-İstanbul’un 98 milletvekili bulunuyor. Bu çalışmada İstanbul’u her bölgede 7 milletvekili seçilecek şekilde 14 ayrı bölgeye ayrıldı.
-14 ayrı bölge oluşturulmasında üç temel unsur bulunuyor. Milletvekili sayısı, nüfus ve birleştirilen mahalle ve ilçelerin birbiriyle komşuluk ilişkisi bulunması.
-Bu çalışmada 31 Mart 2019 yerel seçimleri verilerini kullanılıyor.
-31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’un seçmen sayısı 10,570,939 olmuş. Senaryolarda 14 ayrı bölgeyi belirlerken seçmen sayısını göz önünde bulunduruldu ve her bölge için ortalama 755,067 seçmen olması gerekiyor.
-Bölgeleri oluştururken birleştirilen mahallelerin ve ilçelerin birbirine sınırı olmasını esas alınıyor.
-Bir bölgede önde olan parti veya ittifak o bölgede ki tüm milletvekillerini kazanıyor.
-31 Mart İstanbul büyükşehir seçimlerine katılmayan siyasi partiler olmuştu.31 Mart seçimlerinde AKP’nin önde olduğu bölgeleri Cumhur ittifakı, CHP’nin önde olduğu bölgeleri ise Millet ittifakı adı altında gösterilecek.
-Son yapılan 24 Haziran genel seçimlerinde İstanbul’da Cumhur ittifakı 51 milletvekilliği elde etmişti. Karşısında ki blok ise (İYİ PARTİ/CHP/HDP/SP) 47 milletvekilliği kazanmıştı.
İstanbul ile ilgili 4 tane daraltılmış bölge seçim sistemine göre senaryo kurgulandı. Senaryolarda, aynı veriler üzerinden bölünmelere göre harita üzerinde oluşabilecek farklılıkları ortaya net bir fotoğraf olarak çıkarılmak hedefleniyor. İstanbul’da ya da Türkiye’nin farklı bölgelerinde bölgelerin belirlenmesinde yetkinin farklı mecraların elinde bulunması durumunda seçmen iradesinin farklı şekillerde tecelli etmesini sağlayacaktır. Bu nedenle hem iktidar hem de muhalefet için en iyi ve en kötü senaryolar kurgulandı.
İki senaryoda Cumhur ittifakı, bir senaryoda Millet ittifakı öne bulunuyor. Bir senaryoda ise iki ittifakta eşit milletvekili sayısına sahip. Partilerin açık ara farklı kazandıkları ilçelerin dahi bölgelere ayırma ile beraber karşı ittifakın kazandığı bölge içerisinde kalabileceğini tüm senaryolarda gösterildi. Mesela AKP için örnek verecek olursak; Pendik, Arnavutköy. CHP için ise; Beşiktaş, Bakırköy örnek gösterilebilir.
Senaryo-1’de 7 bölgede Cumhur ittifakı,7 bölgede ise Millet ittifakının üstünlüğü söz konusu. Bu tabloya göre her iki blokta 47’şer milletvekilliği elde etmekte. Son yapılan Milletvekilliği genel seçimlerini göz önünde bulundurulduğunda muhalefetin bu senaryoda avantajlı olduğunu söyleyebilir. Birinci senaryoda temel olarak vurgulamak istenen konu ittifakların zayıf olduğu bazı ilçelerde birleştirmeler sonucu öne geçme fırsatlarının ortaya çıkması durumudur.
Anadolu yakasında bulunan Pendik ilçesinde Cumhur ittifakı muhalefetin çok önünde olmasına rağmen Millet ittifakının kazandığı bölge içerisinde kalabiliyor daraltılmış bölge oluşturulduğunda. Pendik’in güney mahallelerini Kartal, Maltepe ve Kadıköy’ün kıyı kesimlerinde bulunan mahalleleriyle birleştirerek oluşturulan bölgede Millet ittifakı milletvekillerini çıkarmaya hak kazanıyor. Pendik’in kuzey kesimlerini de Kartal, Maltepe, Kadıköy ve Sancaktepe mahalleleriyle birleştirerek Millet ittifakının önde olduğu bir bölge oluşturuldu.
Tam tersi durum bu sefer Avrupa yakasında Bakırköy üzerinden gerçekleşti. Bakırköy’de muhalefet bloğunun Cumhur ittifakına karşı çok net bir üstünlüğü mevcut ancak Bakırköy’ün bir kısmını Fatih, Zeytinburnu, Bayrampaşa ile bir kısmını ise Güngören ve Esenler ile birleştirerek oluşturulduğunda bölgelerde Cumhur ittifakı milletvekillerini çıkarmaya hak kazanıyor.
Yine Millet ittifakının önde olduğu Çatalca ve Silivri AKP’nin yoğun olduğu Arnavutköy ve Sultangazi ile birleşince Cumhur ittifakının önde olduğu bölge içerisinde yer alıyorlar.
Daraltılmış bölge sisteminde bir partinin oylarının bir bölgeye yoğunlaşması avantajlı bir konu gibi görünse de bölge birleştirmeleriyle beraber oy yoğunluğunun azalması ile bölgelerde azınlık duruma düşülebilir.
Senaryo-2’de Cumhur ittifakının en fazla milletvekili çıkardığı sonucu kurgulandı.10 bölgede Cumhur ittifakı ve 70 milletvekili çıkarıyor.4 bölgede önde olan Millet ittifakı ise bu senaryoda 28 milletvekilliğinde kalıyor.
Gerrymandering ile tam olarak bu senaryoda karşılaşmaktayız. Bölgelerin birleştirilmesi sonucu aldığı oy oranı ile maksimum faydayı elde ediyor burada Cumhur ittifakı. En düşük oy oranına sahip olduğu Beşiktaş ilçesi Sultangazi, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa ve Kağıthane’nin mahalleleriyle birleştirildiğinde Millet ittifakına %80 oranında oy çıkarmasına rağmen bölgesinde Cumhur ittifakı önde olduğu için tüm milletvekilleri Cumhur ittifakından seçiliyor. Anadolu yakasında da bulunan 5 bölgeden sadece Kadıköy civarında oluşturulan bölgede Millet ittifakı önde.
Kadıköy ile Üsküdar’ın ve Maltepe’nin sahil mahalleleri birleştirilerek oluşturulan bölgeyi ve Millet ittifakının önde olduğu bölgeyi rakamlarla inceleyelim.
Toplam seçmen:755,712
Geçerli oy:600,014
Cumhur İttifakı:151,834 (%25,30)
Millet İttifakı:441,113(%73,51)
SP:4012 (%0,66)
Yukarıda verileri bulunan bölge, tüm senaryolar içinde Millet ittifakının en yüksek oy oranına ulaştığı bölge olarak öne çıkıyor. Bölgeler oluşturulurken muhalefetin yüksek oy oranında olduğu mahalleleri birleştirilerek maksimum oy ile minimum faydayı elde etmesi sağlanmaya çalışılır. Bu yöntemde Gerrymandering taktiğinin uygulama biçimi olarak kullanılıyor.
Bu bölgede Kadıköy’ün tamamı, Üsküdar ve Maltepe’de Millet ittifakının en yüksek oy aldığı mahalleler bulunuyor. Daraltılmış bölge sisteminde 1 oy fark ile 100,000 oy fark arasında milletvekili sayısı farkı olmadığı için Millet ittifakı oylarını ‘’nasıl olsa kazanacağı’’ bölgeye kaydırmak sonu kazançlı bir hareket olacaktır iktidar adına.
Daraltılmış bölge seçim sistemi ülkemizde uygulanmaya başlanır ve İstanbul senaryo-2’de gördüğümüz gibi bölgelere ayrılırsa adalete olan güven biraz daha azalabilir. Harita üzerinde de görebileceği üzere Cumhur ittifakı lehine net bir kayırma durumu söz konusu. Bu görüntünün seçmen tarafından sorgulanabilmesi muhtemel bir ihtimal gibi duruyor.
Senaryo-3; son yapılan 24 Haziran genel seçimlerine en yakın sonucu veren senaryo oluyor. Cumhur ittifakı 8 bölgede önde bulunuyor ve 54 milletvekili çıkarabiliyor. Millet İttifakı ise 6 bölgeden 43 milletvekili kazanıyor. Haritanın geneline baktığımızda dengeli bir dağılım söz konusu. Bu haritada görülen bölgesel dağılım iki ittifak içinde en hakkaniyetli dağılım olabilir. Normal bir senaryo kurgulandığında her iki ittifakında doğal alanlarında üstünlüklerinin olduğunu söylenebilir. Sahil kesimlerine doğru çekilen Millet ittifakı ve daha çok iç kesimlerde varlığını belli eden Cumhur ittifakı görülmekte.
Senaryo-4; Millet ittifakının en çok milletvekili sayısına ulaştığı senaryodur.
Bu senaryoda 11 bölgede önde bulunan Millet ittifakı 77 milletvekili çıkarırken sadece 3 bölgede birinci olmayı başaran Cumhur ittifakının 21 milletvekili oluyor.
Cumhur ittifakının en fazla milletvekili kazanabileceği senaryonun tersi olarak düşünülebilecek bu kurguda görüldüğü üzere Millet ittifakının İstanbul’da Cumhur ittifakına göre en az +1 bölge kadar avantajı var. Ancak bu avantaj sadece muhalefetin Cumhur ittifakına karşı birleşebilmesi (CHP/HDP/İYİ) koşuluyla Cumhur ittifakı ile beraber. Eğer Cumhur ittifakı daraltılmış bölge seçim sistemi ile seçime katılırsa ve karşısında 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ki kadar birleşememiş bir muhalefet bulursa son genel seçimlerde kazandığı milletvekili sayısını artırabilir. Ancak muhalefet seçmeni Cumhur ittifakı karşısında tek bir yerde toparlanabilirse yukarıda görülen harita muhalefet için çok uzak bir ihtimal değil.
Sonuç olarak daraltılmış bölge sisteminde İstanbul özelinde yapılan değerlendirmeler sonucu olarak Cumhur ittifakının muhalefetin bir araya gelememesi sonucunda en az bir adım önde olduğunu görmekteyiz. Çalışmada HDP, İYİ Parti, CHP’nin oylarını Millet ittifakı çatısı altında toparladık. Muhalefet, kolektif hareket etme kabiliyetini daraltılmış bölge sisteminde sürdürebilirse İstanbul büyükşehir belediyesi seçimlerinde ve 2017 referandumunda olduğu gibi İstanbul’u kazanabilir. Muhalefetin daraltılmış bölge seçim sisteminde nasıl bir yol izleyeceğini bölgelerin belirlenme şekli ve iktidarın ittifak olarak mı seçime katılacağı belirleyecektir. Daraltılmış bölge sistemiyle beraber devamlı milletvekili sayıları üzerinden değerlendirmeler yapılıyor ancak milletvekilliği seçimleriyle beraber yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde partilerin birbirlerine destek vermesi milletvekili listeleri ve ittifak modellerini çok etkileyecektir. Dolayısıyla milletvekilliği seçimlerini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bağımsız düşünülmemesi gerekiyor.
Mert Uzunsoy